37
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
3700
Okunma

“kimseler anlamaz gönül dilinden
deryalar içmişim yarin elinden
yanar avuçlarım çeksem belinden
yokluğunda yari sorar mı zaman
bir gün batımında senden giderim
senli hayalleri azık ederim
oyun oynar durur bana kaderim
kırılan gülümü sarar mı zaman
çıkmaza düşmüşse bu kulun yolu
dinmez olur sancı acırsa solu
sarmak istedikçe kırılır kolu
divane gönlümü yorar mı zaman
derdimi bilensin çare ararım
Allah’a ayandır çile sararım
attığın ateşle hala yanarım
acaba maziyi arar mı zaman
bir dostum olsunda canımı alsın
kıymetin bilmezsem taşlara çalsın
gerçek dost uğruna şu ömrüm solsun
dost yaralarına yarar mı zaman
kurt oğlu yastadır sesi duyulmaz
ölmeden mezara insan konulmaz
bu dert bende iken iflah olunmaz
ak düşmüş saçımı tarar mı zaman” söyleyişlerinin mimarıdır.
Adı: Arap.
Soyadı: Kurt.
Doğum Yeri: Alaca Killik Köyü.
Tahsil: Lise.
Hobileri: Şiir yazmak.
Ona şiiri sevdiren kişi: Lisede edebiyat öğretmeni Arif Katrancı.
En yakın arkadaşı ve en çok dinlediği ve dikkate aldığı kişi: Şair Salim Kanat…
Hastalık derecesinde bağlı olduğu: İnternet.
Fobileri: Allah korkusundan başka korkusu yok.
Uğraşı alanı: Çiftçilik, ticaret…
Aşkı: Şiir.
Derdi: Şiir.
Sevdası: Şiir…
Amacı: Ne zengin olmak, ne mal- mülk artırımı, ne de ev veya araba. Sadece ve
sadece yürek okuntularını daha çok insana ulaştırmak ve bir de en azından şiir çalışmalarını bir kitapta toplamak. Aşırı üst düzey hevesleri yok…
Halen yaşadığı yer: Alaca .
En çok uğradığı yerler: Salim Kanat’ın çalıştığı işyeri ve davet edildiği zaman Birikim
Dergisi bürosu.
Yazdığı gazete: Alaca Lider Gazetesi…
Şiirlerinin yayınlandığı dergiler: Birikim Dergisi, Aşkın E Hali Dergisi.
Arap Kurt deyince akla gelen:
“ anlatacak bir hikayen olsun torunlarına
kendini ateşe atan bir adam vardı dersin
sakınmazdı gözünü budaktan aşkı uğruna
toprak gibi cömert, toprak gibi kokardı dersin
sakın iç geçirme yanlarında, anlamasınlar
uzaktan tanırdım, şiirini okurdum dersin
deliydi, doluydu amma haindi sanmasınlar
o adam, okuduğum şiirde heceydi dersin
şafakta vurulduğunu anlat yarenlerince
her gurup kızıllığında benden göçerdi dersin
daima sıkışıp kalırdı mor düşüncelerine
başı dumanlı dağdı, yıldızsız geceydi dersin
şaşkın şaşkın bakarlarsa sus, yaşlı gözlerine
gözyaşım ona değil, zalim kaderine dersin
sorarlarsa eğer garipmiş yaşıyor mu diye
o adam masal oldu, ve de çoktan öldü dersin” şiir ile birlikte yüzlerce güzel söyleyişi, sigara, şiir, kalenderlik, pervasızlık, samimiyet, az traş olma, mertlerin
efendisi, Killik Köyü, kardeşi Yavuz Kurt, edebiyat fakültesinde okuyan Bahadır Kurt ve illaki internet…
“efkarım sığmaz ki üç beş heceye
deli divaneyim gezerim şimdi
nasıl güveneyim sensiz geceye
yokluğun koynuna sızarım şimdi
eylül dokununca garip gönlüme
içten içe sızı girer ömrüme
bu dertli başımı eğip önüme
hüzünleri bir bir yazarım şimdi
her düşen yapraktan bin ah duyarım
bil ki sen yok isen bir yanım yarım
ıslak kirpiklerden ey/vah duyarım
kanlı göz yaşlarımı süzerim şimdi
göçmen kuşlar gibi gurbete yolum
ellerim boş kaldı kırıldı kolum
delik deşik bağrım acıdı solum
hasretin derdiyle bizarım şimdi
hiç bel bağlamadım dünya malına
heveste etmedim kulun varına
umudum kalmadı artık yarına
söyletmeyin beni kızarım şimdi
kurt oğluyum için için yanarım
dostlarımı vefa ile anarım
rüzgardan atıma hemen binerim
varla yok arası tozarım şimdi” diyen, diyebilen Arap Kurt için bundan sonrası: Bundan
sonrasını ve daha fazlasını Su Gibi şiir grubu adına kendisiyle gerçekleştirilen bir mülakattan okuyalım…
Kendisiyle ilgili soruları şöyle cevaplandırıyor Arap Kurt:
• “1965 Çorum Alaca doğumluyum. İlk orta ve lise tahsilimi Alaca’da tamamladım.
Üç sene iktisat okudum.. Sonra ticaret ve tarımla uğraşmaya başladım.
• Çocuk yaşlarda başlayan mani türkü şiir hevesim, daha sonra şiir yazmaya
dönüştü..İlk şiirimi orta sonlarda yazdığımı hatırlıyorum. Çok önemsemeden yazdığım bir şiirdi.. daha sonra internet ortamının sağladığı fırsatla şiir bilgi ve becerimi geliştirdim..
• Necip Fazıl, Mehmet Akif, Karacaoğlan ve uzun yıllardan beri şiir ve edebiyatla
haşır neşir olan Salim Kanat’tan şiir hususunda faydalandım.
• Serbest ve her türlü duygu ve düşünce aktaran tüm akımların şiirlerini buldukça
zevkle okur yararlanırım. Şiir olsun yeter. ayrım yapmam.. Edebi kurallara uygun, sanat değeri taşıyan ve insanlara bir şeyler veren özü ve fikri ön planda tutan şiirler daha çok hoşuma gider. Kuru şekil bence yeterli değil.
• Rahatlamak için. Yazdıkça kendimi buluyor, insanlara da bir şeyler verdiğimi
hissetmek bana haz veriyor.
• Çok iyi düşüncelerim var. Çünkü, yeni nesilde iyi kalemler görüyor ve
umutlanıyorum. Bunlar, gelecekte iyi şeyler yapacaklar. Dünya çapında isim yapacak kalemleri görmek beni mutlu ediyor.
• Ya yaşadıklarımı yazmak ya da yaşamak istediklerimi yazmak isterim.
Yazdıklarımı yaşamak da isterim. Şiir, kâğıt üzerinde kalmaz, hem yazanı hem okuyanı bir yerlere götürmeyen şiir şiir değildir. Şiirin de adam gibi ayakları yere basmalı. Mısralar havada uçuşmamalı.
• Gerçekçilik ön planda tutulmalı, şair gününü yansıtmalı okuyucu ve geleceğe..
Fikrî ve toplumsal olarak bir muhteviyatı olmalı şiirin. Soyutluk da bir araç olarak abartısız biçimde şiirin amacına hizmet etmelidir şeklinde düşünüyorum.
• Çoğu imkân ve fırsat bulamayan yetenekli kalemler internet sayesinde
kendilerini gösterme imkânı buldular. Bunlardan biri de benim. Keşke daha önce bu internet imkânı olsaydı diyorum. Kitaplarına birçok şairin şiirlerini okuma fırsatı da cabası.. Bu soruyu sormak bile icap etmezdi..
• Şair kelimelere dans ettiren kişi demektir. Bir enstrüman çalan kişi telleri
konuşturuyorsa şair de kelimeleri konuşturmalı..hatta harfleri bile..
• Kompozisyon kurallarının meşhur giriş, gelişme, sonuç ilkesine riayetle bu
başarılabilir. Bu, bir şair için zor olmasa gerek.. Bunu yapamayan şair ham demektir daha.. Usta şairlerden yardım alabilir bu konuda.
• Türk insanının geninde şairlik ve türkü severlik olduğundan ve şiirlerde genelde bu duygu ve düşüncelerle yazıldığından şiir kitapları fazla rağbet görmüyor.. Bizde herkes zaten az çok şair.. Farklı bir şiir kültürümüz var. Şiir konusunda bir ön yargı var; hepsi aynıdır veya benzerdir diye düşünülüyor, bir adam bir şiir kitabıyla ömür boyu hemhal oluyor ama yeni çıkan şiirlere dönüp bakmıyor.
• Geneli tematik.. Kendi hayat felsefemi içeren şiirler yazıyorum. Şiirlerimin her biri değişik konularda ama bütünü bir araya gelirse kendime has bir tema oluşuyor.
• Gördüğüm kadarıyla bazı arkadaşlar çağdaşlık adına dili katlediyor. Kimileri ise
Eskiye özenerek dili zorlaştırıyor, anlaşılmaz hale getiriyor. Asıl olan güncel olan lisanın şiirlerde kullanılması olmalıdır.. Anlaşılmayacak bir dille yazılıyorsa, şiir kime nasıl hizmet edecek…
Durmadan yazan, güzel yazan, güzeli yazan, güzellikle yazan Usta Şair Arap Kurt ile ilgili bu kısa yazımızı yine onun yürek okuntusu ile sonlandıralım.
Ömür Dediğin isimli şiirinde diyor ki usta şair:
“kaderin yazdığı nice yazgılar
dile gelir gözde gamlı ezgiler
bir buruk tebessüm yüzde çizgiler
aynadaki suret; ömür dediğin
birbiri peşine takılır bulut
sığmaz bu aleme çizilen hudut
geceyi terk eden ay gibi umut
gönüldeki vuslat; ömür dediğin
çiğneyip maziyi gidiyor zaman
hep ırakta tüter hayal/i duman
ufuk çizgisinde ayrılık yaman
içimdeki gurbet: ömür dediğin
......
kimi renkli, kimi mat; nihayet-i ahiret
ömür dediğin”
Selamlar, saygılar ustaya…
Fazıl KUL
5.0
100% (13)