31
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
2644
Okunma


o
denizin gözlerinden geliyordu
ve
seninim diyordu
//mavilere tutunmuş sese gizlenen cümlelerin ardına sığınmıştı gözyaşları
"gelirsen armağan olursun"
diyordu //
gün
mart a yirmi ikinci kez uyanıyordu
kızıl elbisesini
buzul dağların zirvesinde giyindiğinde
duyularımda
esrik sevişmelerin hülyası inliyordu
ve
nasır yavrularının
ayak yoldaşlığında kırklandı yollar
ışık hızında boşalırken
saatlerin zembereği
topuklarımızı parçalarcasına kanattı
tutkunun gözbebeği
şehir,
gözlerimizdeki masum sağanakları
gökkuşağının bütün renkleri ile
aynı mutluluğa çarpan ışıklarda kucakladı
omuzlarımızdaki utangaç günahlar
gülüşlerimizdeki uyanışın
dönüşümlerinde sınandı
ve
sevda tütsülerinin sihirli dumanında aklandı
bir cümlenin iki hecesi gibiydik
kelimelerin eteklerine sinen
noktaların nefesini içtik
zaman bile kınıyordu kendini
biz virgüllerin içinden geçtik
tuttuk karanlığı omuzlarından
söküp bir kenara attık
serdik ışığı şehrin tırnağına
astık sokakların üşüyen bakışlarını
arkasındaki ses olduk masumiyetin
takıldık güneşin serçe parmağına
önce
gözlerimizin sütüyle ördük kirpiklerimizi
sonra
ılık bir buse gibi
süzdük yanaklarımızda
öperken
dudaklarımızın nefasetini
en yüksek perdeden dinledik
aşk diye çırpınan yüreklerimizi
//bir anlam deniziydi gözlerin, kirpiklerinden alevler tutunurdu bakışlarıma//
s/on nisan 2010