kapatarak gittin sana gelen yolları,
suçmuy du seni bukadar çok sevmek,
yargılamadan müebbetleri yaşatmak, kırarak gitmek kalemi,
yağmurun kokusunu çok görerek firari eylemek çöllere,
en son seninde bedeninde eğreti durdu sevgili...

mayasında ayrılık varmış aşkın bilsede inanmıyor insan,
mehtaplarda seraplara boguluyor, sana dalıyorum,
yüreğimi düğümlüyor kendimi zehirliyorum,
yezid miyim ki feleğe sırdaş edip gittin kadınım...

ekmedim arkandan bir an seni utandıracak günah.
belki gelirsin diye seni ektim bahçeme,
toprağını ben harmanladım yalnızlığının,
ben biçtim hasadını ayrılığının,
gülmeyi unuttum karında,
odam sessizliğe idam edildi,
gecelerim sürgüne gönderildi,
gece bekçisi de sürüldü diyarımdan,
lambalarınıda kaldırdılar penceremin...

sürgün edilmiş yüzüm yüzüne,
ellerim ellerine firari,
gözlerim gözlerine mahkum,
katran karası yazılmış kaderim avuçlarına sevgili...

şimdi en güçlü halimle merhaba diyorum sana,,,
siliyorum aynadaki yüzünü,
tenime ten olmuş kokunu ürkek gözlerine bırakarak göçüyorum diyarından,
ne varsa ,başımdaki tek bir ak tele kefaret olarak gitti senle beraber......

şimdi sen yoksun kırık hayallerim var benim....


selçuk bozdağ/2010 gaziantep