4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1318
Okunma

Hani boğazınızda düğpümlenir
Düğümlenir de söyleyemediğiniz
Anlatamadığınız duygular vardır
Mutlaka yaşamışsınızdır, bilirsiniz
Siz de bilirsiniz onları...
Yutkunup, yutkunup da susarsınız
Geri çekersiniz, içinize atarsınız
Başınızı çerir de, gidersiniz
Hatırlar mısınız o anları...?
Yüreğiniz, geriye bakıp
Bakıp da dönmenizi söyler...
Süzülür gözlerinizden yaşlar
İki pınarcık sızar duadaklarınıza.
İçinizde çelişkiler kaynaşır
Bir ses, bırakıp gitmenizi söyler.
Bir başka ses, oracıkta kalıp ölmenizi...
Kararsızdır aklınız, belki aciz
Gönlünüz anlama veremez
Bir anlan veremez olanlara
İsyandadır vücudunuz
İsyandadır tüm duygular
Unutmuş gibi o mutlu anları...
Hani, hayalleriniz vardı yarına?
Hani, el ele olacaktınız ömür boyu?
Hani, o sarsılmaz sevdalar
Hani, o çimenlere uzanacaktınız
Yıldızlardan taç yapıp da
Sabah yıldızını seyredecektiniz...
Çimenlere uzanıp baş başa
Mehtaba mısralar dizecektiniz
Mutluluk yüzünüzden,
Kahkahalar dudaklarınızdan,
Düşmeyecek, eksilmeyecekti...
Bir de çocuklar vardı umutlarınızda.
Küçücük avuçları,
Yumuk yumuk gözleriyle,
O ağzınızdan hiç düşürmediğiniz,
Nice, nice hayallerle büyüttüğünüz,
Bir ömür adayacağınız,
Sevgiyle besleyeceğiniz,
Çocuklar...Çocuklarınız
Sevdalarla beslenmiş,
Umutlarla süslenmiş,
Çocuklar...Çocuklarınız
Kaderin size çok gördüğü,
Yaşamın acımasızlığında yitirilen,
O çocuklar... Çocuklarınız
05. 06. 2002
Suat TUTAK
(Eski şiirlerimden)
5.0
100% (1)