5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1626
Okunma
-Alpay’a ve Ahmet’e-
şarkımızın içinden geçti hülyalı keman taksimi
bize müsaade ey şehir ateşini yaktık kederimizin.
çıkınımızda ki mektuplar zıvanadan çıkıyor
sıraya bindiriyoruz hayal kırıklıklarını,
titremesi arttıkça gözbebeklerimizin
bilincimiz temiz çarşaflara sarılıyor.
uzun uzun hikâyeler soyunduğunda gece;
dumanlı bir yol yılana benzer,
ellerimiz yaralı birer dize
ve kentin ışıkları amansız kanser.
iç çekiyoruz anaforundan denizin dibine.
anlamsız geliyor kağıt
anlamsız gidiyor kalem,
bu ızdırap,
kanayan yara,
derin çatlak,
ağrılı travma,
az-çok sesli ağıt,
ve sessiz elem.
peltek bir dile kurulur gibi cümlemiz
hayat bizi saçımızın ak yanından kendine bağlar.
şşşşştt! sisli keman sesleri
gözlerimizi fısıldadık yum sözlerini !
hep kelebeklerden makas alacak değiliz ya;
yağmura dön yüzünü
/çünkü yalnızlar ağladıkça mutlu olur sonbahar...
5.0
100% (4)