1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1490
Okunma
içimde uzayıp giden raylara boynunu sunuyor hayallerim
açıyor babamın kabrinde annemin diktiği güller
saçlarıma boylu boyunca uzanıyor nedamet kokan beyaz mektuplar
ki çoğu görülmüştür de görmezden gelinmiştir
bütün sokakları karanlık basmıştır
kamburuma tünemiştir yaramaz çocuklar
bütün cesaretini toplayıp aynaya baktı maziden gelen bir uğultu
“ellerinde yaradan gayri ne var ki?” dedi mektuplarımızı görmezden gelen ayna
burnumda tanıdık duvarların nem kokusu
aklımda bir yumruk olacağını sandığımız kalabalık
demir –pas –mazgal gıcırtısı
slogan atan voltalar -romatizma sızısı
sokakları caddeleri bağışladıklarımız
meğer hepiniz yara kabuğuymuşsunuz
bileti ve pasaportu olmayan bir sevda arayışı
bakir bir masaldı omuzlarımızda
ve kendi omuzlarımızın kahramanıydık biz
karınca adımlarıyla geçip göğünüzden
damlarınıza umut ektik
ve bütün –dili geçmiş zaman cümlelerimizin kulaklarında aynı uğultu;
her şey değişti eskiciler geçti pazarımızdan
bir tek kanayan ellerimizi almadılar
bir maviyi zaptetmiş şimdi tıka basa yüreğimizi sömüren akbabalar
bir mutsuzluğun nabzını yokluyor şiir
irine bağladı ellerim anlamadınız mı?
şaştım kaldım
yoksa kulaklarımdan çeksem avuçlarımı neler söylerdim yıldızlara
orta asyada at koşturan balalar tebessümü sunardım rüzgarlara
bileklerime oturtmazdım bahadırlarımı pusatları pas tutana dek
ben sana gamzelerin sırra kadem basmış diyorum şiirin şah damarından
gözlerinden yükleniyor vagonları trenlerin
bütün hayallerim hala uzanmış raylara
keşke bilseydim kibarca ölmeyi
ve ilişmeseydin çiçekleri patlatıp kaçarken gözlerime
bak aynaya şimdi kendi gözlerinden
nasılsa bir keşkeye karışıp kalabalıklaştın artık sen
5.0
100% (1)