12
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1131
Okunma
Soyunuyorum, bir bir, eski esvamlarımdan ;
Gelecek yarınları, öpüyorum alnından.
Hüzün ekerek geldim, dağlara, bayırlara,
Dönüp, bakamıyorum; ardım sıra yıllara.
Kaç vadide bıraktım, kim bilir kaç virane ?
Zifiri karanlıktan, çıkarken yeni güne.
Eğer görmüş olsaydın, bir kez ölü denizi;
Bakınca gözlerime, görürdün, kaç göz izi.
Sarsılıyor kubbemiz, dökülürken camları ;
Bakışım mahşer yeri, uğrama akşamları!
Aşka da, sevdaya da, kim demiş, büyük yalan ?
Aziz çeşmelerimden, su içerken kaç ceylan.
Nasıl yola çıkardım, bunca ağır yükümle ?
Asla yargılamadan, astın tek bir hükümle!
Karanlığa battı ay, seçilmiyor besbelli ;
Güneşler eğiririm, görmedin, sarı telli ...
Artık gözü yaşarmaz, seherlerde yeşilin;
Bahara yürüyor bak, telli duvaklı gelin...
Zaman üstü sarhoşluk, kısır gelirken akla;
Kovalıyorum şimdi, zamanı bir kısrakla ...
Buruk bir veda ile, el sallarken geçmişe;
Soyunuk çıkıyorum, bundan böyle güneşe.
At geçmişi sulara, sevindir balıkları ;
Göz göze bakışırken, güneşle sarı sarı...
Sar beni sıkı sıkı, sırılsıklam sevdayla ;
Çıkarken yolculuğa, eşkin, körpe bir tayla...
Hayrettin YAZICI