0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
929
Okunma
Kaderde yazılanın gelip çattığı
Bir çiğnem etin kemiğe giydirilip
Bir sırlı imtihan için dünyaya gönderildiği
O günde
Doğdum
Doğar doğmaz tebessümler yağdırmak istedim
Merakla, korkuyla, heyecanla bekleşenlere
Ötelerin müjdesini vermek istercesine
Lakin, sadece ağlayabildim
Daha ilk günde akmadan kuruyan gözyaşlarımı
Kesik çığlıklarıma katarak
Kimbilir belki
Müjdeyi hak etmenin zorluğunu anlatmak istercesine
Sonra
Gerçeğe varmak için yürümek gerekti
Yürümek için ayağa kalkmak
Ayağa kalkmayı her deneyişimde
Ya yıkıldım, ya çöktüm
Sanki ömrümce işleyeceğim günahlar
Bir çekilmez yük olup binmişti omuzlarıma
Halimi anlatmak için
Halden anlayan birini bulup
Konuşmak istedim
İlk günde akmadan kuruyan gözyaşlarım gibi
Konuşmadan sustum
Sessiz çığlıklarım çözülmez bir düğüm olup boğazımda
Sıktı, sıktı, sıktı
Dünden bugüne çok şey değişti
Büyüdüm artık
Boğazıma atılan düğümler çözüldü
Konuşmayı öğrendim
Sırtıma binen yüke omuz verenlerim var
Ayağa kalkmayı, yürümeyi başardım
Haykıracak ve koşacak olduğum
Yarınlarda
Son gülen, hem iyi gülen
BEN olacağım
Mustafa Ali UĞURTAN