Çıktım yola Palandöken dağından,
Kar ile buz oldu yoldaşım gardaş.
Bir yudum su içtim Tabakhana ’dan,
Nur oldu ruhuma yoldaşım gardaş.

Bir ziyaret için gittim Türbeye,
Namazım bir idi beş oldu gardaş.
Uzandım yıkmak için Yakutiye’ye,
Bileğim,yüreğim taş oldu gardaş.

Sordum bir amcaya Dadaş kim diye?
Yiğit dedi, mert dedi,can dedi gardaş.
Dadaş nasıl yetşti,hem.!Burda niye?
Toprağı sulayan kan dedi gardaş.

Kurtuluş savaşında bu tabyalarda,
Binlerce şehidim var dedi gardaş.
Nene Hatun omuz verdi orduya,
Ermeniye zından oldu buralar gardaş.

Çifte Minare’si ayrı bir endam,
Kale surlarında tarih var gardaş.
Tortum şelalesi değil sıradan,
Altmışdört metreden dökülür gardaş.

Şifa bulur insan Deli Çermik’te,
Çobandede Aras’a kemerdir gardaş.
En leziz balıklar Demirdöven’de,
Patates közlemesi can alır gardaş.

Çat,Horasan,Gala alim yuvası,
İlime saygıyı burda gör gardaş.
Ne kin olur burda, ne kan davası,
Bayramda barışır dargınlar gardaş.

Ovasının boyu yirmibin metre,
Yoncayı sümbülü burda gör gardaş.
Evelik, nırnıç deva her derde,
Yoğurdun kaymağını ye gör gardaş.

Dumlubaba suyu cennet çeşmesi,
Temmuzda eksi on derece gardaş.
Tortum’da kızılcık,vişne ezmesi,
Ekşi narı şifadır ülsere gardaş.

Anlatmakla bitmez DADAŞ Diyarı,
Görüp,yaşamak lazım buyurun gardaş.
Yürekler samimi, dostça ikramı,
Misafire açık kapı, buyurun gardaş.




Not: Canım memleketim ERZURUM için.