8
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1360
Okunma
Sabır değirmenin de, öğütülen buğdayım,
Ne dünyalık, ahretlik, olmadı benim dayım !
Güz günüydü ekildim, ben çorak topraklara,
Çok kar yağdı üstüme, içim de kalmış yara !
Keskince bir ayaza, boy verirken filizim ;
Bu yüzden buğuludur, neye baksa gözlerim.
Büyüdüm yalın ayak, ürkek, titrek yürekle ;
Hangi köşeden baksam, dediler biraz bekle !
Daha reşit değildim, çıkardım ilk yangını !
İçim de bir dervişin, büyüttüm isyanını...
Ne kadar duvar görsen, üstümüze yıkılan,
Bu ilk yangın olmalı, başıma buyruk kılan !
Çok erkendi, gözüktü, başaklarım kınından,
Körpe fideydim geçtim cehennem yakınından !
Gök ekindim, biçildim, her şey kıyamda iken ,
Çıktım onca yokuşu, yüreğim de bir diken !
Tohum bağlamamıştım, vurulurken tırpana ,
Bir bozkır sabahında, açtım gözümü kana !
Susmuştu kanat sesi, göçteydi, bütün kuşlar,
Anlamadın; ben bittim! Bitmedi bu yokuşlar...
Müezzinin sesinden, dinlerken salasını,
Kim bilir, tutuyorum, onca kuşun yasını...
Ne yaptımsa, ben yaptım, bilerek, isteyerek;
Neylesem, saklanmıyor, açık yara, bir yürek !
Bana bir ad bulsana, deli miydim ben sizce ?
Bağla azgın suları, öğüt beni sessizce...
Bir küçük fanus alem, hoh! desem, dar geliyor,
Başka el dokunmasın, bilirsin ar geliyor.
Neydik, ne olacağız, acep kimler bilirmiş ?
İnsan da tohum gibi, bir defa ekilirmiş.
Hayrettin YAZICI