17
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2821
Okunma

Benim köyüm Malatya nın Hekimhan ilçesine bağlı Hasançelebi dir.
İki vadi arasında oldukça şirin bağ ve bahçeleri bol şimdilerde kaysıcılıkla geçinen şirin bir yerdir.Ben ortaokul sona kadar orada okudum.O zamanlar evler çatısız,hayvancılık ve bahçecilikle geçinirdi.Dut tan pekmez,pestil yapılır.Sabahları erkenden sürülerimiz yaylıma çıkar.Canlı bir yaşam vardı.Köyün ortasından geçen deremiz Ulu dereye katılır,balık,su yılanı,kurbağa ile dolu idi.Geceleri dam üstünde yatılır , çocukluk rüyalarımızı yıldızlar süslerdi.Şimdilerde ise artık hayvancılık yapılmıyor.Dut ağaçları nın çoğu kesılmiş.Dereler kurumuş.Gençler gelecek korkusu ile şehirlere dağılmış.Anlayacağınız doğa ,insan herşey,herkes biraz erezyona uğramış.Bende bu şiiri bu duygularla kaleme aldım.Şiirde adı geçen bazı terimleri ise aşağıda açıklıyorum.
Uludere: Fırat a dökülen tohma çayının kolu.
Yama : Köyümüzden görünen sıra dağların adı.
Goskuç : Yer elması gibi bir yiyecek(başka yerde hiç görmedim.)
Eşkın : Eşkimsi bir bitki.Almancası Rababa .Bizim köyün dışında almanya da gördüm.
Köslü : Köyün hemen yanıbaşındaki dağın adı.
Al karısı: Cadı.Kötülük yapan kadın.
Köyüm beni terketti.
Özlemim çok.
Her yaz, her temmuz
köyümden görünen
Yama’nın aklığı, karı
yok oldu, yok.
Kirlendi.
Yok oldu,
bin bir hayallerimizle
yıldızlar altındaki uçuşlarımız,
gökyüzü,heyecan
dama serilen yatak
ve uykularımız.
Bir ütopyaydı,
al karısı,
yıldızlarla birlikte kayan.
Dili yok,seslenemez
ben yok oldum
neslim tükendi
diyemez,
Uludere balıkları.
Tükeniştir,
tüm ölümler, ayrılıklar
gelmemek üzere
çekip gider.
Kaybolmuştur zenginlikler,
ömrümüzden
çalıp gider.
Sürülerimizin sesiydi,
rüyalarımızı bölen
sabahın zili.
Tan ağarırken,
Karakaya’dan açılırdı
kekliğin dili.
Anlayamaz yitik şehirlerin
kirli sularında yunan
mahkum yaşamlar,
balı, dutu,pekmezi
gosguçu eşkını.
Eğer arıyorsak
kopmuş yaşamda
elmadaki diş izlerini.
Arzuluyorsak geçmişi
bulamayız,
binbir gece masallarındaki
devin sakladığı hazineyi.
Hüzünlü bir dönüştür
geçmişe bakış.
Bulamayız
o yitik ülkeyi.
Şimdi bu
Köslü nün kekliği, kurdu, kuşunun
Uludere nin
ölü,
balığı, suyılanı, kurbağasının
Yama da
yok olan temmuz karının
nergizin, nevruzun
bizimle hesaplaşmasıdır.
Son bakışlardır bunlar
O yitik yaşama.
Terkedildim
Yönümü kaybettim.
Yanlız yaşamlara bakan
gün ışığı da beni bıraktı.
Anlatamam hüzünlerdeyim.
Sevgilim beni terketti.
Tutkular, sevgiler, hatıralar
aşklarda fosilleşti.
Kısaldım.
21.11.08
Toraman
5.0
100% (9)