İnsan olan erer sırra, bilir kâinatın huyunu,
İste, yüce aşk esirgemez bir damla suyunu,
Beşer şaşar, oynar yaşanmaz oyunu,
Hayat akar, nihayette mecrasını bulur,
Bu dünyada istese de yaşayamaz doyumu…

Uçmadıktan sonra, kanadın olsa neyler…
Durgun düşüncelerde, dil ne söyler,
Âşıkların ateşine su neyler,
Dünya akar sona doğru, ölümü yeğler,
Mal mülk, servet senin olsa neyler…

Saflık, dürüstlük çarşı pazar dolaşmaz…
Şuurlu, ihlâslı olana günahlar bulaşmaz…
Mücadelesiz gayret, başarıya ulaşmaz.
Doğum, ölüm arasında geçen ömürde,
Sonuca varmak isteyen, isteksiz çalışmaz…

Bir sevda uğruna, nice bedenler yorulur,
Gönül dünyasında bir dünya kurulur.
Boş geçen ömrü, kirli sular doldurur…
Yaş gider, baş ağarır, ömür soldurur,
Yazdığın, kitabın boş sayfalarını doldurur…

İnançsız hayat, bedende bir sancıdır…
Bir sevda ki, yüce duyguların başlangıcıdır.
Aşk denizinde inanç, yananların ilacıdır.
Sevdasız ve umutsuz hayat;
Beyhude bir ömür ki, ne acıdır…

Ömür bir yılda, bin yıl da olsa sonludur,
Gece ay, gündüzleri güneş gibi günleri doldur.
Biz neyiz, sonsuzluk âleminde belki bir hiç.
Hayat akıyor, bir gün daha eksildi ömürden,
İnanç gönüllerde yeşersin, dua düşmesin dilden…