4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1202
Okunma
gecenin ateşine düşer sevdan
tutuşurken yıldızların anıları
kör bir kuyunun
sancısında tükenir saatler
ellerimde taze zamanlar saklarım
dağ gibi devrilir gözlerime gözlerin
ağır giden saldır düşlerim
ürkek tutkulara salarım kendimi
hangi kıyıya çarpsam
külleşir gecenin rengi
çocukluğumun bahçesinde gezinir yüzüm
her ikindi sonrası
eskimeyen gülüşlerim kalır gölgelerde
gölgelerin uzadıkca uzayan yanında
dilek diye baktığım
esrik bir yıldız düşer nefesine
her şafağın
faili bilinir adın
nefesin nefesine mahcub
utangaç bir akşam çöker sevdana
yağmur yorgunu
serçeler titrer içinde
üşütür seni hasret
hasretin çığlığında
kendinden kaçan çığlar kopar
içimdeki bütün senler
bir bir yanlızlığıma küser
su her dokunuşta büyür
düşer kendi derinliğine
derinliğin aynasından bana bakarsın
yüreğine hasret
yüzüne sürgün olduğum
gecenin ateşine düşer yine sevdan
eskimek kadar yorgun
eskimek kadar keşke.
Ayşegül Gökdemir
5.0
100% (2)