Sana koşuyorum bir çıkmazın içinden;
Ölmemek,delirmemek, yaşamak için.
Ben peşine düşmüşüm de aydındınlık gözlerinin,
İstersen dünyayı çağır imdadına; peşindeyim!

Seni korkutacak belki mazimde ki suçlar,
Avuçlarını üşütecek tutunduğun ellerim,
Arkandan gelecek hep ayak seslerim,
Yüreğini saracak aşk kokusu yüreğimin...
Önce baygın bir iniltiyle,
Dudaklarından inecek sesi şehvetin.
Sonra bir gölge gibi belirip, saracak seni nefesim.
Bu gelen yuvasız kuş, artık sadece senin,
Yakalıyacak seni buyday tenli esmerin...

Hala aşkın tohumları düşmemişse gönlüne,
Bulmak gibi; tıpkı karlar altında ki kardeleni,
Bir yıldıza dönüştüm, ışık huzmelerinde.

Dayadım kapına aşk ile yüzdürdüğüm gemiyi.
İpini koparacaksın geçmişin ve geleceğin...
Bir cigara içimi bile konaklıyamayacaksın
Başka gönüllerde...

Düşlerimin haziran denizine daldın.
Vurgun yemiş gibi çıkacaksın o dalgalardan...
Daha önümüzde uzun bir yaz var sevdiğim.
Ay ışığı ve sıcak tutuşturacak kanımızı...

Aşkın hüzün veren yağmur sularında ıslanmıyacak gözlerim.
Toplayacaksın bir bir yollara düşen her bir parçamı.
Öyle sarmaş dolaş olacak ki yüreğin yüreğimle,
O kadar geçeceğiz ki kendimizden,
Karışacak nefesin nefesimle...
Yüreğimin gösterdiği yoldan yürüyeceğim,
Bizi sonsuz çıkmazlara sürüklesede...