ittim korkularımı bir yana,
yagmurlarda ıslaklıgıma alıştım,
ürkek
ölüm taziyelerinde kimsesizken,
aradıgım sendin
uykusuzlugumda,
aglamalarımda bekledigim sen,
tutkulu kavgaların içinden geçti ömrüm ,
kara tren yolculuklarından,
bir anadolu köyündemiydin az öte sokaktamı...
özledim yoklugunun korkunçlugundaki varlıgını,
şiirler dizeledim kalevyenin tuşlarında,
kış soguunda üşüdüm, dedimya aradım seni.
yıl bindokuzyüzlerden öte,
ürkek
ölüm taziyelerinde kimsesizken,
sen ıraktalıgının sıcaklıgıyla usumdayken,
öglen sonraları bir demlik çay kaynadı...
bilinçsizce aradı ellerim ruhundaki ,
nerde saklamıştın çay kaşıklarını,
acımı acı sahipsizliklerden,
ilkel kapitalizimin kayıp şehirleri,
söylesene hangi sokaktaydı tahta kapılı ev,
ölümler nerde buldu beni,
ıslaklıgım nerde kuruttu umudlarımı,
sana söyledim hatırlasana ..,
çagırıp arzulanan bütün keyfleri,
açmalıydık kapısını
aşkın....
geçkin günceliklerinin yitisi,
yokolup gitmeliydi..,
öpüşmeyi bilmeliydi...gelen gün...