Sol yanım acıkınca varlığına
İnceden inceye bir sızı
Doyurur kalbimi tıka basa
Bastığın yollarda ezilen
Hasretinle sararmış bir çimen
Aşkınla tir tir titreyen bu beden
Umudum ve sen
Aynı karede buluşunca
Yüreğim
Bir gelincik tarlasında koşar
Hoyrat kısraklar misali umarsızca
Zaptedemem sabi duygularımı
Tuz basamam heyecanıma
Suratım ala boyanır
Sesime titreşim dolanır
Kalbimin tiktakları
Utancından kızarır
Belirsizdir ahvalim
Yokluğun doyurunca
Halimde böyle nicedir
Sensizlik girdabında
Dört duvar bu aşka mezar
Gel hadi
Koy elini vicdanına
Donat varlığınla
Umut kırıntılarıyla yetinen
Sensizlik yetiminin
Bu fakir sofrasını
Ve son demlerim bunlar
Dokunmayın bana
Kızmayın ne olur
Ve yermeyin sakın
Bakın
Ben ölmekteyim azar azar
Onsuzluğun yarası
Gün geçtikçe azar
Ve bu çare yoksunu yürek
Yakındır elbet
Kendi mezarını
Kendisi kazar….