7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1043
Okunma
Az çok hatırlıyorum
Çocuksu yanımın bir tren rayı altında
Kaldığını
O zamanlar sen
Daha güzel bir kadındın.
Rüzgârın hızına yetişemediği
Güneşin ise doğarken kıskandığı
Bir güzelliktin.
Şamdan gibi asılı durması istenen
Yaldızlı bir kumaştın.
Çocuksu düşlerimle gelirdim sana
Her defasında.
Açtım, açıktım oysa
Hani bir dilim ekmek parası bile yoktu
Cebimde.
Gözlerinde acınası bakışlar takılır kalırdı
Suskun kalırdım.
Yutkunurdum.
Sokaklarında adımlarken incinmesin diye
Tenin, ürkmesin diye düşlerin
Parmak uçlarımda gezerdim.
Penceren doğan ayı izlerken senin kahkahalarınla
Hıçkırıklarım kaybolurdu karanlıkta.
Ağlardım.
Suskun kalırdım.
Yutkunurdum.
Düşsem peşine gölgenin
Gölgende öfke dolu sözler olurdu.
Üstü başı yırtık
Sokak çocuğuydum.
Sen bir ayinin kutsal oyuncusuydun.
Kirlenmiş kağıtların karasıydım
Kaybolmayı öğrendim sonra
Suskun kalırdım.
Yutkunurdum.
Lanetlenmişliğe, lanetler okuyarak
Geri dönerdim sokaklarını.
O zamanlar hatırlıyorum.
Masum çocuksu yanımın küstah
Bir aşağılanmaya kurban gittiğini.
Sokaklar bana alıştı, ben azarlanmaya.
Suskun kalırdım.
Yutkunurdum.
Sen bilirdim ki
Tanrı’nın bile sevdiği kuldun.
Sıcak yatağında baharlar bulurdun.
Lanetlenmişliğe, lanetler okurdum.
Hayatın tam ortasında durup
çocukluğumu alnından vururdum.
Suskun kalırdım.
Yutkunurdum.
M.S./2010
Kahramanmaraş