mavilim


soytarı bir çocuk belirir gecenin cümbüşünde
elinde dondurma, yanağında tebessüm
kısa pantalonunda yaşama sevinci var
yanaklarında şeker helvası lekesi
gözleri güler geceye ince ince...


ışıklar dökülür ağaçların dallarından yanaklarına
delişmen bir hüzün düşer gözlerine
saçlarında esmer bir hüzünün yaslı esintisi...

ellerin ağlamaklı bağlanmış yanaklarına
sanki düş güncesi, kaçkın gülnihal yaralamış seni
endamın ölü bir gelinin yasında saklı geceye
ve yasak aşklar hudutundasın, ebruli...

salıncağın demirinde asık bırakmışsın çocuk ruhunu
çabuk büyütmüş meftunu olduğun aşk seni
körpe bedenine kadınsı anlamlar yüklemişsin
sen dalarken kimsesiz limanlara ben seni gözlerim,
bir kayısı ağacının altında...

ömrümmüş uzayıp giden demir yolları
uzanmış karanlık sularda, karadenize
firari bir keşişin mabedinden dökülüyor sümela

kendi yalnızlığında kendini sürgün eyleyen,
komik oyunun hüzünlü sahnesi...
piyesinde maviler dökülmüş göz bebeklerine.
sen;
bir hint fakirinin eteklerinde topla mavilim edası sevdalarını
sevdiğim....


selçuk bozdağ/2009 gaziantep çekmeceden ağıtlar