14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1312
Okunma
Şafağın ilk hüzmeleri düşerken
en karasına gecenin kasıklarından
açar ellerini göğe yakarırcasına
sarılır bataklığın kızı
tarar sırma saçlarını
çamurun dibinden minik bir kök umuduyla
yaşam savaşında bir nebze soluğa
sen en güzelsin
dönüp dönüp de baktığım
sen ıtır kokulusun
sabahın ışıklarında koynuna sokulup da taptığım
çatlarken aynalar ulvi güzelliğinin
masal dağlarındaki otağına
bir işmarınla sersefil kalan bedenim
su olup erir gözlerinin narına
ve ben deli poyraz
daha ettiğimiz yeminlerin mürekkebinde
uçuk yüzüm solmadan
topladığım gururumun kırıklarını
doldururum ceplerime aldırmadan
ve sen
yeşilin en hası çağlarken gözlerinde
kustuğun kini doldurduğun heyben
bir deli yangında kül olur
sevgi ormanında kör vuruşlarına
ama bil ki şimdi görmeye başlarsın
yeşil panjurlarını sıyıran gözlerin ile
kırılma noktasında son ilmeğe sarılıp
pembe fistanına kundakladığın kalp gözünü
cigaranın dumanında yolladığın kör ölüme
mersaus 1/06/200....şimdi gör dünyayı