Seninle o harabat yıllarım gelir akla
Ansızın hüzün çöker; ben yanarken, sen inle!
Bulanık su ile hiç yapılır mı el ense?
Elense anılardan n’ olurdu, kara akla!

-----Halkımı düşünerek, halkıma veriyorken,
------Neyim var neyim yoksa önüne seriyorken...
-------Âlemlerin sahibi Yaratan BİR, diyorken,
--------Zincire vuruldum gör işte, gelemiyorum!

Kaç ak kaldı saçımda kaçı beni bıraktı,
Yaşadım gurbetleri başım önümde kaçak!
Nicesine can vermiş insanlığın busesi,
Bu sesin şimaline zaten cenub ıraktı!

-----Alnımın akı ile yediğim kuru aşım,
------Katıksız kalsam bile, dik idi yine başım!
-------Belki de dinmeyecek, akacaktır gözyaşım,
--------Banarak tuzumu bal diye gel, emiyorum!

Lehimde atılacak adım payidar olsun,
İnsan bu, metal mi ki; tutturasın lehimde?
Çiz hilâli, yıldızı ta Tuna’ dan Göksün’ e,
Gök, süneden arınsın; adınla sevgi ol, sun!

-----Hak Muhammed Mustafa, Ali’ dir can’ ım dedim,
------Kemal’dir damarımdan akacak kanım dedim!
-------Türkiye’ m ki; bitmeyen sevdamla şanım dedim,
--------Bu yolda hiç tavize, düşe gelemiyorum!

Duy arsız, duy! Serimde ihanetlerin kanar,
Gaflete dalâlete çanak tutan duyarsız!
Bir zamanlar Roma’ yı istilâ ederken Hun,
Hun içerdi kadehten, vahşiliğine kanar...

-----Çarmıha gerilen şu insanlığa çok yazık!
------Yalanla dolanla ah, atılan onca kazık!
-------Sindirildik be canlar, incinir düşler, bozuk...
--------Yeniden algılanıp öyle gel e mi, yorum!

Refika Doğan-Antalya /Aralık 2008


Hun: Kan
Göksün: Binboğa Dağlarından Elbistan’ ın güney batısında Seyhan nehrine karışan çay
Süne: Yarım kanatlılardan, yumurtalarını ekin yapraklarına bırakan, esmer renkli, yaklaşık 1 cm boyunda, toprak renginde, yassı vücutlu zararlı bir böcek. Ülkemizin hemen her yerinde bulunur ve bazı yıllar önemli salgınlar yapar.