3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2478
Okunma

Onulmaz çığlıkların pençesindeydi Bekir
Sağında bir fosiptik çukuru
Solundaydı Alcatras
Ya boka düşerdi Bekir
Ya kazardı kayaları
Tek yardımcısı biraz uzun tırnaklarıydı Bekir’in...
Ama neden olmasındı ki
Değil miydi onun babası
Dağı eritip de kurtulan Ergenekon’un ahtapot kollarından
Gibi fetih edasıyla şehr-i Stanbul’u
Bilevledi tırnaklarını demir parmaklıklarda
Ağzında kimi zaman bir balıkçı türküsü
Kimi zaman Allah’ın adını andı
Başardı sonunda Bekir
Kurtuldu Alcatras’tan...
Zafer atalarınınki gibi onundu da...
Sonra;
Aldı oradaki balıkçılardan birinin kayığını
"Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında"
Rota çizdi kendine
Alay ediyordu gerideki bok çukuruyla
İyi bir komünist edasıyle
Ağzının köşesindeki sigaranın külünü savurdu
Asıldı küreklere var kuvvetiyle
Haydi Ya Allah.
(Alcatras dünyanın en eski ve kaçması en zor hapishanelerinden biridir. Hapishane geçmişinde yalnızca iki kişi kaçabilmiştir oradan. Şu an müze olarak kullanılmaktadır.)
("......" tırnak içindeki dize Orhan Veli’nin Hürriyete Doğru şiirinden alınmıştır)