0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1952
Okunma

Şahı Merdan aşkı, yüklü sözümde
Fatma anam sırrı, Kâbe gözümde
Es ey bad-ı saba, esiver özümde
Gönül vuslat vakti, geç kırk kapıdan…
Hızır dolu sunmuş, içmiş derenler
Candır seher vakti, postu verenler
Kırk makamda sırla, piştim erenler
Gönül vuslat vakti, geç kırk kapıdan…
Can Hasan Hüseyin, gönül hanları
Gözden yaşım aktı, yudum kanları
Issız yolda buldum, cümle canları
Gönül vuslat vakti, geç kırk kapıdan…
Nura döndü gecem, nur-u ezeli
Canlar kalbim yudu, çıkıp gezeli
Yandı ciğer parem, susup sezeli
Gönül vuslat vakti, geç kırk kapıdan…
Gönül sana dardır, bildim bedenim
Kıyam rükû secde, varlık nedenim
Tayyi mekân edip, sohbet edenim
Gönül vuslat vakti, geç kırk kapıdan…
Zaman mekân kalkıp, seyyah olunca
Candan zikre daldım, aşkla dolunca
Doğsam günüm gelip, tenim solunca
Gönül vuslat vakti, geç kırk kapıdan…
Dünya yakıp kavurur, yanan hardayım
Lisan bilmez avam, düştüm dardayım
Gönlüm yanar durur, bense kardayım
Gönül vuslat vakti, geç kırk kapıdan…
Mevla’m nasip etsin, sofra sereyim
Garip derviş söyler, muştu vereyim
Çağlar gönül amma, susuz dereyim
Gönül vuslat vakti, geç kırk kapıdan…
Çağrı geldi Haktan, dönüp bakarım
Kul Yorulmaz der ki, nefsim yakarım
Dosttan dosta Nebim, deyip akarım
Gönül vuslat vakti, geç kırk kapıdan…
5.0
100% (1)