ayakların taşlaramı takıldı ey ölüm meleği,
gelemediğin yollarda mı kaybettin ecelimi,
yaşamam gerektiğince yaşadım en acı gerçeği,
ve ölmem gerektiğince öldürdüm kendimi,
vadesi dolmuş bu dünyadan,
sabaha varmış bu rüyadan
al götür beni...

her nefeste biraz daha yitirdim yaşama dair heveslerimi,
kırmızı bir gülün gölgesinde ağlattım gözlerimi,
acıya bulayıp bütün sözlerimi,
bir uçurum kenarında terkettim gençliğimi,
sana bir tek itmek kaldı,
hadi son ver acılarıma öldür bu cansız bedeni...

ayağının çamuruyla girmişti gönlüme sevda,
gittiğinde ayak izlerinden bir yol kalmıştı bana,
ya takip edip o vedasız izleri ulaşacaktım sana,
yada öylece bekleyip bitecektim acılarım bitmeden daha,
ne yeni bir umuda ihtiyacım var nede dönmene asla,
eğer görürsen sonumu gönder uğramadığın diyarıma...

bir sigara paketi üstündeki yazımıdır ölüm,
ne zaman biter bu isyanın sebebi zulüm,
içtiğim kadar dirildim her nefeste,
yaktığım ciğerimin dumanında suretini gördüm,
bedenim yaşasada acılar içinde,
ben ruhumu çoktan toprağa gömdüm...

umudu çalınmış bir hayattan ne fayda gelir artık,
yarım sevdalarla yetinip boğazımıza kadar isyana battık,
konuşurken bile duymazdın sen çaresiz susuşlara kaldık,
anlatacak birşeyim yok nasıl olsa biz bu aşka hep fazlaydık,
ne sevmelerin kıymeti var,
ne de bir yüreğin zimmeti yar,
bu milyonlar arasında yalnızlığı kuşandık...

kaç kere kırıldı kalbim sayamadım düştüğüm gözlerinden,
başka bir çare göster ölümü dilemekten,
yollarım yokuşlu ağrılardan çığlıklar yükseliyor dilimden,
yoruldum kanadı kırılmış bir kuş gibi,
uçamadığım gökyüzünü özlemekten...

seninle geçtiğim bu yollarda gençliğimi arıyorum,
belki bir iz bir hatıra bulmayı diliyorum,
yoruluyorum,
sonra yaslanıp bir dar ağacına düşünüyorum,
sensizlik esiyor etrafımda üşüyorum,
yalnızlık takvimine bir yaprak ekliyorum,
sonra başımı alıp ellerimin arasına sabrediyorum,
kusura bakma vicdansızım ama,
dönmeni değil ölmemi bekliyorum...
(asi_geco)