7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1609
Okunma

başucumdaki ayrılıklara bakıyorum gece gündüz
affına sığdırıyorum kekeme hüzünlerimi
nezih bir dilekçe yazıyorum , gençliğimden emanet
kaldırıyorum masalsı,
la minörlük tonda büyüyen aşk’ı..
bir tutsak iklimin yağışlı havasında gördüm saç rengini
katreler üşüşmüştü tellerine,havasından mıdır bilinmezdin?
ince ince raks eder gibi onuyordu, beyaz mavi alacalı yağmur sesi
kederi de mi yakıştırmıştın yüzüne,anlayamazdım ki?
usumu bir ihtilal uğruna yerle bir ederdi senin sebebin
ben ki hiç olmadığım kadar,senin esirindim
zulamda kalan firari düşlerimi,düşünmezdim,düş sendin
ben ki yaşamayı olanca kırgınlığıyla,dilinin ucunda sevdim..
hangi ağır hasta görsem,sırada bekleyenim
başkasına değil inan,ağlamaklı tebessümlerim
yarım âh ile gam arasında,yarım zaten senin
hangi aşk zehir akıtmış ki,bir türlü gelmez tecellim
bir tadı ağzımda bir şerbet sanki gülüşlerin
oysa yeterince sevilmediğimi zaten bilendim
bütün sözcükleri besleyip büyüttüm de, bir sana kelam edemedim
düğümlendiğin boğazımda,bir lokma ekmek,bir damla su idin...