10
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
3661
Okunma

Dost bildim!... cana canı veren
Hani Sureti gösteren!
Ayna misali...
Bir güz oldun ömrüme nereye gittin....
Diyemedin kahrolası elveda yı değil mi?
Yüzüme söylemeliydin zehir de olsa sözlerin
Hem ben dostu, dostsa mert bilirim...
Hani şu fırıldak olmayan türden, esirgemeden lâfını,
Taş mı gül mü ayırt etmeyen...
Konuşacak cesaretin varsa otur karşıma,
Yalın riyasız maskesiz gel konuşalım...
Şimdi cevap ver:
“Dost saklanır mı gerçek bildiğinden
Satar mı adamı üç beş leş lokmasına”
Sormaz mı hakkında denilen hükme
Vermez mi cevabın, kesmez mi cezasını o an!...
Sonrada dost dediğin eğer etmişse riya
Kırardı kalemini kendi eliyle
Sırtlanlara vermezdi...
Ve şimdi der miydim ben de:
“Dost dosta eder mi cefa?”
Nedensiz sorulara cevap aramakla
Geçirmezdi bir ömrü beklide
Dost olsaydın diriyken gömmezdin...
Ardımdan fatiha’ da beklemem senden!
Haksızsam, vur öldür! beni!...
Kanayan yarama sakın tütün basma!
Suçumu öğrenerek yollasaydın cellada
Sorgularım da olmaz dı bu sensiz gecelerde!
Ve sualsiz yargısız infazın!
Sehpayı da kurmaya ne meraklıymışsın...
Her söyleneni onaylaman; Hala, anlaşılır değil?
Seni nasıl sevdiğimi de sorgulasaydın keşke...
Bir ben miyim son sözünü söyleyemeden
Urganlara çekilen!....
Dost olsaydın ayrık tarlasını bana söylerdin!
Dikenlerin içine saçardık odun harını!
Ve ben de seni haksız bulmazdım..
Haklı bulgularından
Şaşırmazdım, yadırgamazdım!...
Mertçe kendim çekerdim tetiği
Celladı rahat bırakarak....
Dost olsaydın
Kanmazdın seni benden koparanlara
Sorgulardın: “ sen de! Kimsin?” diye
Ne çok düşünmüşler seni
Peki şimdi nerde iblise ruhunu satanlar
Aslâ kabul etmedim riyakar gülleri
Dost olsaydın
Sevmenin acı bir bedeli olduğunu
Zehirde olsa emeksiz elde edilemeyeceğini
Sevmenin o vahşi tadının alınamayacağını
Bilirdin!...
Ya da gelip öğretseydin ihanetin kitabını
Sayfa, sayfa!...
Belki sevmeyi sence bilirdim !...
Her dediğini, her yaptığını hoş görürüm, amma,
Beni, bana sormadan yargılamanı asla!
Belki her saati senle yaşamadım
Ama her nefeste seni içime çekerken...
Bak yaşadıklarımız bir ömre sığdı da,
biz bu ömre sığamadık!...
Bilir misin?
Her güldüğünde gül verenler açardı yanağında
Ağladığında gökle yer buluştu sanırdım
Oysa ,
Kaç zifiriye mum, kaç sokağa çeşme oldum da
Bir kendime yar olamadım.... ve oturup ağladım...
Belki her çağrında gelemedim amma,
Gene de derdine ortak, gecene yoldaştım.
Tek bir suçum işledim, tabi suçsa: “Adam gibi” sevmiştim
Ne göklerde , kanatlı ne de yer de sürüngendim
Zaten işim de bu değildi!...
Ben de herkes gibi yer ile gök arasına sığmış bir bedendim sadece!...
Dost olsaydın,
Kaçmadan , kahretmeden,ihanet etmeden
Sevgiyle, yürekle gelip çıkardın sokağıma...
Ve anlatırdın....... istediğinde
Bilirsin ki düşünmeden sana hep limandım,
Yorulduğum zamanlarda da sende hoş gör beni
Benim sana inandığım gibi sevseydin
Benim sana güvendiğim gibi güvenseydin
Bitap düştüğümde de
Dilediğimce sığınabilseydim yürek kıyılarına...
Tüm bu cevapsız sorularımı yanıtlarsan şayet
Ve sana hak verirsem eğer!...
Seni yeniden o saflığımla sevebilirim
Ve deli yüreğime anlatırım da art niyetsiz..
Uğruna kalan bu çeyrek nefesi.
Bir an tereddüt etmeden
Seve seve veririm....
Yanlışı eğrisini de hesap etmem...
Çünkü Sevmek emek ister
Çünkü Sevmek yürek ister...
Görmezden gelerek tüm aldanışlarını...
Başkalarının ne değine bakmazdım sen gibi.
Başkaları aklı firara verdiğime yorabilir,
Bunları dahi dert etmezdim...
Çünkü Sen, kim olduğumu yada neler düşündüğümü
En iyi bilendin, çünkü dost saydığımdın...
Bak Şimdi Vuslata son tren
İstersen artık yüzleş benimle
Seviyorsan, cimrilik etme, söyle!
Muhabbetin varsa, yokmuş gibi davranma!...,
Sevmedin ise dik dur inan anlarım!
Neysen, “O” ol...
Kendin ol sadece! Buda bana yeter!
Kaçma, sığınma sözcüklerin ardına!
İki adımdan kısadır, yolun ardı
Hani bir nefes alıp vermek kadar...
Alırsın veremezsin, yada verir alamazsın
Kilit mi vurdun kapılarına söyle
Yasak mı koydun anılarına
İçten pazarlıklar hep kendi içinde ölür...
Kendince küser barışır, kendi kendini yersin!
Amma !....
Esen yeller bilir. dost olan duyar
Değirmen taşı gibi dönmese sevdan başımda
Hangi yana baksam izin olmasa
Bir daha sorgular mıydım yüreğimi
Dostsan, el gibi olma
Suya hasret gül misali ol...
Sen sözünde durmadın ki
Şimdi bak el gibisin...
İçimde sel oldu yara
Bırak ta yansın yüreğimiz
Seni sevebilir miyim bir daha
el gibiyken...
Seven sevenini unutmaz asla
Meğer unutmuşum diye övünür...
Belki de çok geldi bunca sual!
Bana karşı mecburiyetin yok, korkma!...
İlk yaptığın gibi satar gidersin...
ilk riya kokan pulsuz mektuplara,
Biat edersin...
Ve
Arkana hiç bakmadan, dönüp gidebilirsin...
Mutlak açıklama da beklemem zaten
Son kez sormazsan vebal alırım
Musalla önünde gelecek
Ve soracaklar?
Er kişiyi nasıl bilirdiniz?
Sahi nasıl bilirdin?
Dost mu?
Öyleyse, canın canımdır,
Yoluna can verdiğime üzülmem
Hazırım da......
Kalan ömrü huzurla,sükutla...
Sadece yüreğini isterim, unutma!
Dost isen eğer...
Aslan BAYKARA
10 Kasım 2009
5.0
100% (6)