10
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1659
Okunma

nasıl da söylenirdi şarkımız
göz kırptığımız maviliklerin beyazında
nasıl da dilimizin ucunda birikirdi cümleler
düğümlere bir dua niteliğinde,
eğilip kalkma ,
sanki niyazı namazında..
nasıl da eğreti durdu ayrılığımız
hiç yakışmadı yakın geleceğimize!
en yakın uyanışlarında göz yumuyorum ,
en yakın sabahlarına
tersine çeviriyorum aldığın başımı
en uzak saatlerden başlıyorum
en yakın tanık,bir yelkovanın etrafında
tüm gelmişi geçmişi içmişim bir meyhanenin sonunda
aynasızlar kolumda..
büyüdüm! esrik adımların unutulmuş sabahlarında..
senin sanıyorsun kırlangıçları
tüm turuncu gökkuşağını çalıyorsun gökyüzünden
senin sanıyorsun tüm hayalleri
ebruli renkleri...
bana göre hakkını kullanmış bir velet sanki,bilyeleri emanet gençliğinden
bilirim
biz ki tâ en başından
bir evcilik oyunundan kalandık
ve sen,
senin sanırdın
tüm oyuncakları
sendeki usul sessizliğinden bir parça bendeki çığlıklara
yinelemek bir kısa pantolonu,bir kurdele saçı geçmiş zamandan
tüm sensizliklerine mi uğruyor lâl bakışların
ben geveze buruştururken yüzümü,
tıkadın el sürülmemiş ağlamalarımı
bir sahte kahkahaya..