13
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1720
Okunma

eğreti sokaklar kuşanıyor vedayı, indiriyor kepenklerini gökyüzü
ellerim yarım kalmış sevinçlerle, kırık gülüşler topluyor kaldırımlarda
ürkekliğimden değil dilimin kekemeliği
yüreğimin ateş ateş çölleştiğindendir
sonbahar manzarası gibi susup kaldığım
öyle bir hüzün ki
seriliyor gözlerine akşamların
ellerinde eşkıya öfkesiyle, buz yanığı düşler diriliyor
bir poyraz yol alıyor
poyraz yerle gök arası mevsim değişiyor
zaman fırlatıp atıyor kendi ruhunu
nereye baksam suskunluk
nereye dokunsam dilsiz bir çocuk oluyor yalnızlığın diğer adı
yalnızlık şafağın ayaklarına dolanıyor
gecenin sancısıyla kıvrana kıvrana doğuyor gün
ağlasam döksem hasretin en beyaz çıplaklığını
gözyaşlarımdan çiçek açar mı
zencefil kokar mı saçlarım
bir bulut ağlıyor
hiç durmadan bir bulut
uzaklar kara nehirler gibi sokuluyor koynuma
tırnaklarım avuçlarıma battığında
ve dilim ala karıştığında
sussam boğulacağım
haykırsam kan revan
soluğu koynumda bir sevda ölüsüdür bu !
12 / 10 / 2009 / N_Erol