5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1856
Okunma

(aslında hiç gitmedin…)
Sen gittin,
Kovuldum Nuh’un gemisinden
Bütün dallar kaydı gitti elimden
Tufanlar içindeyim.
Dipsiz, karanlık bir kuyu düştü ayaklarıma
Üzerime yıldızlar
Kenan’da
Ayazlarda kurumaya bırakıldı
Kanlı gömleğim.
Bin asır ötede kaldı Mısır
Ne aşım kaldı, ne çömleğim.
Bahçelerimde
Üzeri tozla kapanmış
Ayak izlerim kaldı
Ne asmalarım durur yerinde,
Ne Babil kaldı
Ağızlarında her birinin pişmiş taşları
Üzerime üzerime gelen
Bir yığın
Ebabil kaldı.
Sen gittin tükendi kelimeler
Notalar devrildi yüreğime
Beynimin içinde susmak bilmeyen,
Eski şarkıları inletip duran
Paslı bamtelim kaldı.
Sen gittin,
Gemiler gitti, limanlar gitti
Denizler gitti.
……..
Ne ateşler yandı bilsen ardından
Şems’in gidişi gibi
Nemrut’un işi gibi
Bir güvercin yavrusunun
Zehir içişi gibi
Mehtabın gökyüzünü
Terkedişi gibi
Cehennemin göstere göstere
Gelişi gibi…
Ne yıldırımlar düştü, gidince viraneme
Ne gemiler alabora
Issız adalarımda
Ne Karun hazineleri yerle bir
Anahtarlar denizlerin dibinde
Baykuşlar tüner dallarımda.
Sen gittin…
(Şiirime güzel yorumuyla destek olan Sevgili Mustafa Doğan’a, ve katkılarıdan dolayı sevgili Kulhasan’a hürmetlerimi sunuyorum...)
5.0
100% (1)