1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1405
Okunma
Rüzgar ve Yapraklar..
Bazen o kadar soğuktur ki dişarısı
sonbahar rüzgarı döker lal yaprakları
her bir düşüşte isyan ederim
her bir düşüşte onlarla düşerim
Bazen o kadar soğuktur ki dişarısı
ben sıcacık evimde izlerken yaprakları
her rüzgar esintisinde artar öfkem
her rüzgar esintisinde kapanır göz perdem
Bazen o kadar soğuktur ki içim
gözümü kırpmadan silinir her sevdiğim
buz tutar hem ruhum hem bedenim
tanıyamaz olur beni sergin benliğim
Bazen o kadar soğuktur ki içim
farklı gelmeye başlamıştır son sevdiğim
bahane bulamadan onu terk edişim
bir de utanmadan gözyaşlarını silişim
Geçince aradan kisa bir zaman
bakınca arkama nedir bana kalan
ben, pişmanlığın bile tadına varamayan
yaptıklarından dahi utanç duymayan
Geçince aradan kısa bir zaman
yenileri dahil olur bu zalim kalbe
esince rüzgar düşerler yere
izlerken onları ben, sıcacık evimde
Gün gelir anlarım
hatalarım, yanlışlarım
sığmaz olur artık o taştan kutuya
tutamam gözyaşlarımı ağlarım
Gün gelir anlarım
yalnızlıktır sonu yaşananların
utanç ve pişmanlık kaplar kara kutuyu
ne kendime ne de kimseye kazandırmışım
Oysa,
Ne yaprağım ne rüzgar
Neden dökülür
Neden dökerim
Merak eder dururum..
Aynalar gerçek yüzümü gösterir mi?
Ve,
Bir gün bir karar alırım
Ben, bana rağmen,
Ki uçmak için çift kanatlı olmak gerekmiyor
Tek kanadımla, tek başıma özgürce uçarım.