0
Yorum
0
Beğeni
4,0
Puan
1306
Okunma
Sınırı yok ki şu diyarın;
vicdanı, merhameti yok ki
Ne olmuş akıyorsa sular
kıpkızıl her daim?
Şu esen rüzgarla genişleyen dünya
Sonuçta kötülüğe teslim her zaman
Sarı, beyaz;
ve de üzerinde kırmızı noktalarla
Bir kedi o dünyada
Araba çarpmış kaçmış,
zavallı ölmüş gitmiş anlamadan
Ama anlamaması yetmemiş
Boşa akıp giden kanını durdurmaya
Belli ki insanlıktan o diyarı çoktan terk etmiş
Çaresiz bir dilenci, eli avucu açık
Sırtı çıplak, kalbi ise yırtık pırtık
Çaresizlikten bıkmış bir cami avlusunda işte
Fazla söze ne hacet;
Çok su akmış köprü altından,
Gitti gideli şu merhamet
Büyürken, ruhu ak bir çocuk hayret
Cami yanını kapmış, gaste satıyor
Sesi berrak ve duru, çatallaşsa da
İlerde seste ustalaşacak gibi
Usta olup da kendinden sonraya
Sesiyle rehberlik edecek gibi
Ve de hayatın feleğinde bir bomba
Patlamaya hazır ve nazır durumda
Kalmış kala kala iki dakikası
Nerde olursa olsun,
ölüm yakalıyor insanı
Patlayacak bomba gene kargaşa yaratacak
Ateş topunun içinden bir anlık
bir anlık bir ejderha çıkacak
Bir anlığına ama sadece bir anlığına
Dünya dönüyor
fakat zaman yerinde
sayıyor olacak
Cami suskun, avlu sessiz
Değişmeyen şu dünyada
hayat olmasa bile;
ölüm herkese yine eşit davranacak.
Sonra mı?
Çile bitecek, zulüm bitecek
Öyle ya da böyle vücut bir sona kavuşacak
Yakılan türküler, ağıtlar
Gideni, limandan getiremeyecek…
Ölüm nazlı, yaşam çaresiz
Ölüm soğuk; yaşamsa sessiz…
Ölüm kimine göre bir son, kimine göre bir başlangıç
Kimi derki ölenin ardında “Yazık”; kimi der ki kalanlara sağlık
Ne olursa olsun, kim olursa olsun,
Şu hayatta yaşama fırsatını veren Hak, alırken bir şans daha verir âdemoğluna
İster onurlu ol, istersen onursuz,
Çıkış kapısında bir şansın daha var; cesur olmaya bak
BOMBALAR OLMASIN!
4.0
100% (1)