damgalandım yüzünün ekşiyen huysuzluğuyla
çek git dercesine bir hamle atıyordun,kurallı oyunlarda
bir torba içerine sıkıştırıyorum,tahayyülde cismin mi lazım bana?
müebbet ayrılığımızın tahliyesini ummak,şu yüreğe sükut-ü ceza..

o kadar güzeldi ki epeydir göremediğim hüzün
hülyalı ışıltılarını cezbeder gibi atmış omzuna
sanki şimdi görsem o meşum finali
utangaç adımlarım dizginlenir mi?
dokunamadığın hüznüm,
usul usul,
uzaktan
rahmete boyun eğer mi?


aynalarda bir militan sanki gördüğüm yüz
ürkmelerimden anlıyorum gittiğini
dudağımın kenarlarında birleştiriyorum ellerimi
bir çerçeve eksik,açamıyorum gamzeleri
zerafeti bir ayna boyuna paha biçmenden belliydi
öyle ki
bir imge eksikliği bile,
geri getiremedi seni..


seksendokuzun en şiddetli ağustos gecesi
kainat diz çöktü,bir doğum,sanki uğur böceği
fırtına kopmasından sezinliyorum gıcırdayan ümitsizliği
bir ağustos gecesi
gizlice gülmelerimin,gün gelip yağmura tutulma sesi
anlıyorum sonunda
ikimize düşmüş
ayrılık birikintisi