duyuyor musun?
küçük bir balıkçının iniltisi bu
sanki takılmış ağına bir aşk
ney üfleyip duruyor balıklar
huy edinmişler küçük kağıttan yapılmış ayrılıkları..








soygun düşlerim var biliyor musun?
fukara edilmiş,yaşanmamış dünlerim
ahvalimi umursamıyor mavi gökyüzü
hep aynı kalıyorum yıldızların altında
görüyor musun?


ölülerle dolu her gün kutlanan bayramların
dünya besbelli görmemiş hiç seni
öyleyse bir tanrıça var gözlerinde
gece de uzaklarda..gündüz de...
gaibi sabun kokan uzak kentlerin,bilinmeyen adreslerinde


muhabbet için bir kör aşka,unut beni
oynarsan en saf hikayede bir aptalı,ki ben değilim
gözlerim sarhoş bir oyunun son demlerindeyken,
uyut beni
ve şaşkın bir rüyada
gecelerimden öp beni


uyuyor musun şimdi ?


dört,beş yaşlarında sanki büyüklüğümüzün resmi
bir deniz kıyısına şahit,yüzünün eskirse memleket hali
kapıldım gidiyorum bir deniz mavisine
sanki atsam oltayı,
tutacakmışsın gibi


yüzüyor musun şimdi?