Sarhoş gecenin konsomatris çığlıkları doldu kulağıma
Atmaca gagası didikledi
Havada soluklanan eprimiş duygularımı
Hüznün zirvesine attığım çentikte / dağcı misali
Asılı kaldı bedenim / güldiken çaresizliğinde
Uçurum çiçeklerinden medet bekledi ellerim.

Kimliğimi yağlı ilmeğe teslim eden
Bir mavzere tetiklenmiş kirpiklerim
Karıncalanmış namludan
Kor kurşunlara siper yüreğim.
Olmaz sensiz bu cennet!
Olmaz koyaklarda bu haykırış sensiz!
Sönmez bu ateş susuz / ne de sol yanım sensiz!
Cehennem!
Cennetim olur tek gülüşüne / senli.

Yaralı gönlüm! imbat akşamları beklerken
Kirpiklerindeki pustan rafine edemedim yüreğimi
Kor kırgınlığımı yapıştırdım sırtıma
Kartal darbelerine hedef oldu çırpınışlarım…

Uçurum çiçeğinin narin bedeni
Dayanamadı giydirilen zulme
Büktü boynunu ince elleri kırıldı
Dalına tüneyen garip serçe
Kanat çırpmaya çalıştı / sessizce.
Kader ördüğü çiti bitirmişti / heyhat
Avcı mavzerini doğrulttu
Çekti tetiği / hedefi belli.
Yankılandı çaresiz haykırış
Dağların papatya kokulu sessizliğinde…

Yeşim Deren