Teşekkür ederim yaklaşımınıza; ben de size başarılar diliyorum..Saygılar..

Bencede kapatalim,size basarilar diliyorum.
SAYGIYLA,

Öncelikle bir yanlış anlaşılmayı düzeltelim.

Polemiğe girmek gibi bir yaklaşımım yok..
Dürüst bir biçimde kendi anlayışımı anlattım size; siz şiirime ilişkin bir görüşü nasıl bir rahatlıkla yazdıysanız, bende aynı anlayışla yazdım. Neden tepkili bir yaklaşıma giriyorsunuz.
Eleştiri ve özeleştiri birlikte çalışır.

Ben sizin şahsınızla ilgili bir şey söylemedim..

Sizin nasıl ki benim şiirime öneride ve eleştiride bulunma hakkınız varsa; benimde sizin söylediklerinizi yanıtlama hakkım var..

Merak ettiğiniz konuyu bana yazılan mesajlara verdiğim yanıtlardan öğrenebilirsiniz..

Amacım kimseyi kırmak değil..

Kimsenin herhangi bir şiirine de olumlu ya da olumsuz bir eleştiri yazmadım yazmak niyetinde de değilim..

Sohbet edemiyeceğimiz anlaşılıyor.

Lütfen hiç uzatmadan kapatalım konuyu..
Saygılar..

Sevgili arkadasim,sizinle polemige girmek gibi hic bir amacim yoktur.Ben sadece size bir oneri ve elestiride bulundum,ha dersinizki bunu yapmak sizin haddinizemi,susarim o zaman.Cok iyi felsefe bilip ve yapabilirsiniz,buna saygim var.Siirlerede bunu katmak isteyebilirsiniz bunuda anliyorum. Siirinize cok olumlu yorumda bulunsaydim ayni tepkiyi verecekmiydiniz onuda merak etmiyor degilim.Ancak yaptigim cok kucuk bir yoruma bu kadar tepki koymanizida ne siire nede bir anlayis felsefesine yakistirmiyorum.Diyebilirdinizki,yeni bir denemem bu nedenle yazdim,okur yada okumazsiniz secim sizindir.Siirinizi anlatmak yerine bilgilerinizi anlatiyorsunuz,bende bunu basarili buldum zaten,o nedenle dedim yaziyla daha anlamli kiliyorsunuz.Ama elestiriye ve ozelestiriye acik degilseniz buda sizin sorununuz,bircogu gibi okumam olur biter.Buda benim secimimdir.Tekrar saygi ve baris ile!

Değerli kardeşiim..Öncelikle ilginize teşekkür ederim..

Diyalektik dizeler yazımı süren ve yaklaşık yüz yirmi şiirden oluşmuş bir dosyadır.

Ben felsefeyle derinden ilgilenen ve şiirde felsefenin nesnel yönlerinin açığa çıkarılması gerektiğini düşünen bir insanım..Bu nedenle şiir anlayışım sizinkinden farklı olabilir..

Herkesin kendince bir şiir anlayışı vardır. bu kişilerin bireysel tercihleriyle ilgili bir durumdur ve saygı gösterilmesi gerekir..

Şiirin ne olduğu konusu büyük ozan Hesiodos'tan beri tartışılan bir konudur.

Bir şiirin, şiir olup olmadığına bireyler değil; tarihsel süreçler karar verir.

Buraya eklediğim şiirlerime; kendi şiir anlayışları çerçevesinden dışarı çıkamadan, bu şiir değil diye yazan arkadaşlar var.

Dönüp onların şiirlerine baktığımda, şiirden ne anladıklarını görüyorum.
Ben de onların şiirlerinin altına bu bence şiir değil yazabilirim öyle değil mi?

Ama bu bence haksızlık olur. Okur, öğreneceğim bir şey varsa almaya çalışırım; yoksa da kendi haline bırakırım..

Benim tavrım budur...

Saygılar....

Vermis oldunuz yanit icin tesekurler,bosuna dememisim size duz yazi yazin diye,daha basarilisiniz,tebrikler.
Saygi ile,

Merhaba; düz yazılarımda var..onları da okuyup değerlendirirseniz sevinirim..



Felsefe ve şiir…

Aziz Nesin bir sohbet sırasında; “Türkiye’de yaşayan her iki kişiden üçü şairdir” demişti..
Bu noktada üçüncü kişiye denk düştüğümü bilerek; şiir ve felsefe bağıntısı üzerine neler düşündüğümü görebilmek adına bu denemeyi yazmaya karar verdim..

Şiir, insanların ben de yazabilirim diyebileceği bir şey değildir.

Şiir, toplumsal bir yaşam biçiminin bireydeki yansımasıdır..Bu bağlamda kaçınılmaz olarak toplumsallık içerir…
Başlangıcı-gelişmesi-sonu olan her şiir, bir yaşam biçimini işaret eder..Şiir yazmaya başlamış olan bir kişi, bu etkinliğinden önce, toplum içinde bir yaşam sürer..Yaşamı süresince öncelikle kendisinin, sonra da eğer varsa ailesinin günlük tüketeceği şeyleri sağlayacak bir işi olması gerekir..Çünkü Tarihin hiçbir aşamasında şair; şiir yazarak yaşamını sürdüremez.. “Altın çağdan altınsız çıkan yalnızca şairlerdir.” (Sedat Akıncı)

İnsanlar genel olarak düşüncelerinin bireysel olduğu ve kendilerine ait düşünceleri bulunduğu yanılgısına düşerler…Oysa ki, her düşünce bir başka düşünceden türer…Felsefe ise bu düşünceleri bütünler, geneller ve kategorize eder..Felsefenin bu biçimde bir davranış geliştirmesi, düşünce yasalarının bir zorunluluğudur…

Felsefe, toplumsal yasalar bakımından düşünceleri iki ana kolda kategorize eder.

Bu kategorize edişin, şiire denk düşen bölümü ise; toplumcu şiir-bireyci şiir anlayışları olarak karşımıza çıkar…Toplumcu gerçekçi şiir anlayışı, sosyalist dünyayı yaratabilmenin şiiridir…Bireyci gerçekçi şiir anlayışı ise genel olarak egemen kültürün, özel olarak da burjuvazinin şiiridir…Modern toplum bakımından ele alındığında burjuvazi, yalnızca kültür-sanat alanında değil, kapsadığı tüm alanlarda bireyci felsefeyi yaşama geçirmenin mücadelesini verir….

Bu bağlamda şiir yazan her insan, kaçınılmaz olarak ya bireysel; kendini anlatan şiirler yazacak, ya da toplumsal şiirler yazacaktır, bunun başka bir yolu yoktur.

Bu noktada felsefe-şiir bağıntısı, tüm çıplaklığıyla ortaya çıkıyor.

Her felsefi içerikli metin gibi, şiir de, öncelikle kullanılan dilin, tüm kurallarına uyulması ve dili geliştirme çabası içermelidir.

Şiirin iki görüngüsü vardır: birincisi. ‘öz’ yani içerik..İkincisi biçimdir. Aristoteles, “özsüz biçim-biçimsiz öz olmaz demişti..

Şiir yazan insanın, sözünü ettiğim bu öz-biçim bağıntısına özellikle dikkat etmek zorunluluğu vardır. Bu zorunluluk göz ardı edilirse, dili olumsuz yönde etkileme ve daha ileri giderek kirletme tehlikesi vardır..Bu durum düşüncede de kirliliğe yol açar. Çünkü ‘düşünce’ dilin dışavurumudur.

Şiir yazan bir insanın dikkat etmesi gereken bir önemli nokta da şudur. Şiir, yazınsal bir anlatım biçimidir. Her şiir bir olguyu, bir olayı, ya da bir duygu ve düşünceyi anlatır. Bu bakımdan şiir yazan bir insanın, diyalektik bir üçleme olan, olgu-olay- duygu ve düşüncelerin bağıntılarını koparmaması gerekir…Bu çok zor bir iştir ama, şiir yazmak da kolay bir şey değildir..Çok emek gerektirir..

Şiir yazmak, her insanın hakkıdır..Ancak, bu hakkı kullanırken çok düşünmemiz; yazacağımız her dizenin bizim bilincimizi yansıttığını bilmemiz gerektiğini anlıyorum..

Sedat Akıncı..