53
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2031
Okunma

Değerli Hemşehrim İmsak Kılıç’ın ’Beni Tanıyamazsın’ Şiirine nazire olarak yazılmıştır.
Haziran ayında serin yaylaya
Gitmemişsen beni tanıyamazsın
Yeşil yamaçlarda mor koyunları
Gütmemişsen beni tanıyamazsın
Gezdinmi dağlarda sen koşa koşa
Arkadaş oldunmu sen karabaşa
Çobanlık yaparken yosunlu taşa
Yatmamışsan beni tanıyamazsın
Un kattınmı danaların suyuna
Açtınmı kişkari boylu boyuna
Körpe kuzuları sütlü koyuna
Katmamışsan beni tanıyamazsın
Ben köylüyüm bayım köylü çocuğu
Hem çırayı gördüm hemde ocağı
Kazmayı, küreği, balta, nacağı
Tutmamışsan beni tanıyamazsın
Her yerde bulunmaz düzlük arazi
Daha söylediğim sözün birazı
Ardahanda armut ile kirazı
Satmamışsan beni tanıyamazsın
Hiç çayır biçtinmi eğri orakla
Hiç yün taradınmı demir tarakla
Ahırın ardını tahta kürekle
Atmamışsan beni tanıyamazsın
Tosunları çağırdınmı hamura
Otlatırken tutuldunmu yağmura
Onlarla beraber sende çamura
Batmamışsan beni tanıyamazsın
Yedinmi Çemenli ayran aşını
Çektinmi parmakla sütün başını
Dönsün diye değirmenin taşını
İtmemişsen beni tanıyamazsın
Peynir kaldırdınmı bakır kazanda
Torbasına taş koyupta süzende
Boy atan yoncaya çeper düzende
Çatmamışsan beni tanıyamazsın
Küçük düzdür çobanların durağı
Mayısta başlardı koyün koruğu
Taşlı yolda günde bir çift çarığı
Yırtmamışsan beni tanıyamazsın
Balın güvecine kapak ararken
Ambarda peynire tabak ararken
Mısır tarlasında kabak ararken
Yitmemişsen beni tanıyamazsın
Okşadınmı yağız atın yüzünü
Koşturdunmu köyün geniş düzünü
Yeşil soğan ile dut pekmezini
Tatmamışsan beni tanıyamazsın
GÜMANİ bitirdi burda sözünü
Köy hasreti fena yaktı özünü
Tığı savuranda harman tozunu
Yutmamışsan beni tanıyamazsın
İmsak KILIÇ
TANIDIM USTAM
Haziran ayında Taşlı Yayla’ya
Giderken gördüm detanıdım ustam
Danaları Alkınal’ın Bayrı’nda
Güderken gördüm de tanıdım ustam
Çocukken gezmiştim hem koşa koşa
Arkadaş olmuştum o Karabaş’a
Kınasına banıp yosunlu taşa
Yatarken gördüm de tanıdım ustam
Unum azdı, kepek kattım suyuna
Çiçkârda dalmıştım ben de oyuna
Körpe kuzuları sütlü koyuna
Katarken gördüm de tanıdım ustam
Fatma, Veliköy’ün yetim çocuğu
Çırayla yakardım koca ocağı
Nekeri keserken balta nacağı
Tutarken gördüm de tanıdım ustam
Tosunları çağırmadım hamura
Doyururken tutulmuştum yağmura
Dizlerime kadar her gün çamura
Batarken gördüm de tanıdım ustam
Yoktur Şavşat’ımda düzlük arazi
Söz biter mi? Geri kalsın birazı
Peynir için Ardahan’da kirazı
Satarken gördüm de tanıdım ustam
Arpayı biçerdim eğri orakla
Yünü de taradım demir tarakla
Ahırın ardını tahta kürekle
Atarken gördüm de tanıdım ustam
Balın güvecine kapak ararken
Ambarda peynire tabak ararken
Lazut tarlasında kabak ararken
Yiterken gördüm de tanıdım ustam
Sevgi ile yağız atın yüzünü
Okşadım, koşturdum köyün düzünü
Yeşil soğan ile dut pekmezini
Tadarken gördüm de tanıdım ustam
Çok severim cadı-ayran aşını
Çekerdim parmakla sütün başını
Çolo’daki değirmenin taşını
İterken gördüm de tanıdım ustam
Gümani Usta’ya Biber’den selâm
Feyz aldım şiirden, yazarken kelâm
Harman tozunun da kurbanı olam
Yutarken gördüm de tanıdım ustam
Çiçkâr: Bahçe ve tarlaları çeviren çitlerden bırakılan kapı
Neker: Meşe ve benzeri ağaçların yaprağı ve ince dalı
Lazut: Mısır
Cadı: Mısır ekmeği
Çolo: Yer adı
Ambar: Kiler
22 Eylül 09
Fatma Biber
DOSTLARDAN DİZELER:
Gönlüm orda ama, döndüm ardımı
Özledim Şavşat’ı, övdüm yurdumu
Şehir ortamında, artan derdimi
Satarken gördüm de tanıdım, ustam ......Necati Ocakcı
Daha dün geçmiştim saydığın yerden
Anlatırım sana sorarsan nerden?
Bilmem merhemmidir özlemen, derden
Sılanı çok güzel yad ettin bacım
Taşlı yayla, yukarısı cin dağı
Çıkarken kalmazdı sami sambağı
Karabaş meskeni yaylanın mağı
İnce dereye de çok gittin bacım.......M.Sıddık Alagöz
ŞİİR Mİ OKUDUM YOKSA DERYA MI ?
GÜZELLİK KAPLADI BENDE HER YANI
GÖZLERİMDE BİRDEN CAN ARDAHAN’I
TÜTERKEN GÖRDÜM DE TANIDIM USTAM .......OKTAY ZERRİN
SIĞIR KEŞİĞİNDE KÜÇÜKTÜM ZAYIF
O ISSIZ DAĞLARDA ETMEZDİM HAYIF
BİR ÇAMIN ALTINA UZANIP KEYİF
ÇATARKEN GÖRDÜM DE TANIDIM USTAM .....BAYRAM ALİ BÜLBÜL