6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1071
Okunma
Yokluğunda Eylül
Bilseydim gideceğini,
Kalman için ayaklarına dolanan engeller olurdum.
Yokluğuna aşina gecelerden
Elemli kederlerimi yok eden varlığını dilerdim.
Gökkuşağın olayım isterdim
Gözlerinin ela sarhoşluğunda
Kendimden zerre zerre geçmekti varlığın.
Yalnızlığında esirgedim sesimi
Suskunluğuma hece yaptığım harflerinle
Keder yüklü öyküler anlatıyorum yokluğuna
Henüz konuşacak kadar
Vazgeçmedim senden.
Dört mevsim içinde
Ölesiye hüzün yokluğun.
Beklide yokluğuna aşina olan
Elemli bir keder mevsimidir Eylül…
Sen anlat gerisini
Ben sustum Eylül.
Nasıl tükendi varlığım onun yokluğuna
Kim için yandı yüreği Kerem’in?
Ya da kim için deli oldu Mecnun?
Kim için günaha uzandı elleri Züleyha’nın?
Aşk için daha kaç yürek yandı sevdiğine?
Ben kimin ateşinde içtim hasreti?
Eylül’ e tescilli yokluğun.
Çoğul yalnızlıklara gebe her yeni gün.
Sen gittin Eylül’ de
Rüzgârlar yar selamı kadar geçerken
Bir adım ötemde isli susuşlar karşıladı hep.
Gittiğini anlattı Eylül
Ömrüme adadığım sevdanın bittiğini…
Acı bir iç çekiş kaldı yüreğimde
Asılsız zanlar düştü aşk’a…
Eylül gecesine koyu bir isyan gibi sızıyor ahım.
Uykuları gözlerime haram kıldığım
Kirpiğime tutunmuş aşk sızıyor gözlerimden,
Yokluğunda gecen her Eylül
Yüreğime kahır damıtan bir hüzün…
25 Eylül 09 Ayşe Çetiner
5.0
100% (1)