Zamanı geldiğinde
Ömürden çalmalısın;
Akrebine dokunarak yaşamın yel-def/in olsun.
Sükutun altın/da boğulduğu bu çığlık öteler gümüş sözü
dem’inden beri seslendiğin gel anların bir karış gerisindesin.
Umarsız topraklarda karış çoraklığa/ takılı aklından zorunluluğun var/git ona.



Çürütülen huy alma üstüne sakın/ma korkudan
esvabın çul olursa olsun-güveylenmesin kürkün.
Cana, çanak tutsun petekten bir damla taşsın çaban.
Bilinsin ki;
şeytana kışkırtacak tüy kalmasın sende emanet.

Değirmen taşına dokunan rüzgara su ver
kuraklığın başını döndürsün.
Dönük dolaşık olmadan eline ayağına
eleyip eleyip kepeğine belemeden.
İki baş bir yastık arasında un ufak mayalanmış kasıklardan kopacak ömüre bedel sevi.
Tohum olmuş zamana katılmış gavuz yanların soyunsun.

Vaad edilen topraklarda berekete bulaştın gayri.

Şimdi;
Gam yüklü kervanlar geçmez bu yoldan
Gözlerinin gördüğü ufkun izdüşümünde serap değildi.
Sen;
Aşka hüsnü niyetle ulaştın gayri ihtiyari
İstesende istemesende düşmez artık yakandan..




YUSUF ENGİN TEKİN