refarandum istiyordun geldik işte korkma general yargılanıp da girince içeri yanına alırsın resim malzemelerini
Güldane Dal (20090916)
Not: Gazete’de okuduğum bir yazıdan etkilenip yazdığım bir şiirdir.
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
siz DAL’ı bilir misiniz general? Filistin askısını, elektiriği, Diyarbakır cezaevini, mezarsız bıraktığın ölüleri?
O General'i neden yargılamıyorsunuz denildiğinde, bir ayağı çukurda diyorlar İyi ya burnunun çukurda olmasından iyidir, yakala öteki ayağından, çıkar yargıç karşısına Ondan sonra devam edebilirsin demokrasi yutturmacasına
Yüreğin dert görmesin Güldane, şimdiki çocuklara abartı geliyor anlatılan işkence yöntemleri Önce kırık camlarda yürütürler, sonra gözü eli bağlı güneşe dizerlerdi, saat 12-15 arası, 42-43 derecede güneşte beklemek kadar acıo vermezdi cam kesiklerinin yarası Bir de akşam oldu mu, durumdan kendine vazife çıkaranların beton yalatması
Eskidane "demir kırat" derlerdi demokrasiye. Kırıp attılar demirleri körpelerin üstünde Şimdi de resim yaparmış masumane Bence ölse bile Kemikleri çıkarılmalı yargı önüne
Ben en iyisi daha yorum yapmayayım, yoksa 40 kitap çıkar karanlıklardan Yüreğine sağlık dost, kalemine kuvvet. Selam ve saygılarımla
duydukça düşenlerin yapraklanmış adımlarının öyküsünü analdık ışığa koşan ağaçlarında olduğunu usta onlarki binbir çeşit mermilerin topların ve felaket postallaının altında kahkahalara vurgun yaşama vurgun özgürlüğe sevdalı sıra neferleri......Sevgilerimle değerli dost.
ben bu çalışmayı ve yaratıcılığı sadece ayakta alkışlarım ve o devrimcılerin ve dahada "kemallerin, hayrıların ve mazlumların" ve o faşizme karşı onuruyla direnenlerin anların önünde saygılyla eğiliyorum ve can artık o duyarlı yüreğinizi vede kaleminizi kıskanır oldum iyi bir okuyucunuz olarak sizlerin içtenlikle selamlıyorum saygılarımla
Netekim o Amerika'nın maşasından biridir İşte onun için bu güne kadar resim çizer durur Ve 12 eylülcülere ne söylense yeridir! O günlerin işkencesini yaşamış olmayı bırak Sayfalardan okumak bile insan olan insanı öldürür!
seni hatırladım general . onu hatırlamayan mı var iş ki bundan sonra nasıl hatırlanacağı netekim bir ressa mı yoksa cuntanın lideri mi onu gelecekte cuntanın lideri olarak hatırlatmak önemlidiryoksa yapanın yanına kar kalan bir ülkede hala onu savunanlar var kardeşim dağ yürekli keşke insanlarımızın yarısı sizin kadar yürekli olsaydı bu gün bu şiiri yazmak zorunda kalmazdın o dağ yüreğine selamlar olsun sevgiler
refarandum istiyordun geldik işte korkma general yargılanıp da girince içeri yanına alırsın resim malzemelerini ................................. EN GÜZEL YANIMDI ŞİİR
EN GÜZEL YARIMINDI GELECEGİMDEKİ UMUDUM DÜŞÜM DÜŞLERİMİZDİ
BENİ ASSANIZ NE ÇIKAR . BİR ÇOCUK YEŞERİRMİ KURDUGUNUZ DAR AGACINDAN ..
SAYGILARIMLA CAN ŞAİRİM
muhtemelen üçüncü resim ramazan yukarıgöz mahalle arkadaşım misket oynadıgım ankarada asıldı on yedi yaşında onu yadederken onurla selamlıyorum bütün yürekli aslanlar gibi yüregindeki ateş ateşim sevdası yolu andımdır içimde
sokak şairi tarafından 9/16/2009 10:33:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
susarsam şimdi anlarsın can şairim beni bir ara belki uzun konuşuruz kimbilir şimdi bogazım dügüm dügüm bizim evde birlikte yatardık birlikte yerdik çocuktuk çocuk ama bir ülkeydik bir sevdaydık alnımızda boncuk boncuk terler yüregimizde sevgi olurdu çocuktuk çocuk ama ülke yönetiyorduk çocuktuk çocuk
Evet sokak şairi doğru söylüyorsunuz, o Ramazan Yukarıgöz. Yaşı küçük de olsa o bir devrimci gibi yaşadı ve bir devrimci gibi de öldü. Mezarları ne kadar belli olmasa da onlar hep içimizde ve o anlamda da yerleri de yurtları da bellidir onların. Ailesine yazdığı ve 26 yıl sonra annesine verilen son mektubu da eklemek istiyorum;
“Değerli aileme
Annem, babam ve kardeşlerime. Sizleri ne kadar sevdiğimi bilirsiniz. Sizler için birçok şey yapmak istedim. Ancak bulunduğumuz ülkenin koşulları ve sömürü mekanizmasını yönlendirenlere, sizlere karşı ve genelde halkıma karşı, tüm emekçi ve ezilenlere karşı uyguladığı baskı, zulüm ve sömürüyü yenmeden onlara karşı savaşmadan bunların yani sizlere yapmak istediğim şeyleri yerine getirmenin imkanı yoktu. Faşizme ve emperyalizme karşı halkın yanında yer almak gerekirdi. Ben de bunu yaparak, halkın mücadelesine en ön saflarda katılmaya çalışarak sizlere ve halkıma olan görevlerimi her zaman elimden geldiğince yerine getirmeye çalıştım. Son görevimi de şimdi yerine getiriyorum. Benim için üzülmenizi, gözyaşı dökmenizi istemem. Devrimci olarak yaşadım devrimci olarak ölüyorum.
Sizleri her zaman seven ve sayan oğlunuz, kardeşiniz
susarsam şimdi anlarsın can şairim beni bir ara belki uzun konuşuruz kimbilir şimdi bogazım dügüm dügüm bizim evde birlikte yatardık birlikte yerdik çocuktuk çocuk ama bir ülkeydik bir sevdaydık alnımızda boncuk boncuk terler yüregimizde sevgi olurdu çocuktuk çocuk ama ülke yönetiyorduk çocuktuk çocuk
Evet sokak şairi doğru söylüyorsunuz, o Ramazan Yukarıgöz. Yaşı küçük de olsa o bir devrimci gibi yaşadı ve bir devrimci gibi de öldü. Mezarları ne kadar belli olmasa da onlar hep içimizde ve o anlamda da yerleri de yurtları da bellidir onların. Ailesine yazdığı ve 26 yıl sonra annesine verilen son mektubu da eklemek istiyorum;
“Değerli aileme
Annem, babam ve kardeşlerime. Sizleri ne kadar sevdiğimi bilirsiniz. Sizler için birçok şey yapmak istedim. Ancak bulunduğumuz ülkenin koşulları ve sömürü mekanizmasını yönlendirenlere, sizlere karşı ve genelde halkıma karşı, tüm emekçi ve ezilenlere karşı uyguladığı baskı, zulüm ve sömürüyü yenmeden onlara karşı savaşmadan bunların yani sizlere yapmak istediğim şeyleri yerine getirmenin imkanı yoktu. Faşizme ve emperyalizme karşı halkın yanında yer almak gerekirdi. Ben de bunu yaparak, halkın mücadelesine en ön saflarda katılmaya çalışarak sizlere ve halkıma olan görevlerimi her zaman elimden geldiğince yerine getirmeye çalıştım. Son görevimi de şimdi yerine getiriyorum. Benim için üzülmenizi, gözyaşı dökmenizi istemem. Devrimci olarak yaşadım devrimci olarak ölüyorum.
Sizleri her zaman seven ve sayan oğlunuz, kardeşiniz
Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri, dünyanın en iyi ordusudur.En disiplinli ve en onurlu ordusu.Kurtuluş Savaşı vermiş şanlı bir ordudur. General'e gelince, yargılanmayacağı kesin.Darbeye Hayır ama Referandum'a da ŞİDDETLE HAYIR. Türkiye Cumhuriyeti'ni o ya da bu sebeple parçalamak gayesinde olanlar, asla emellerine muaffak olamayacaklardır. Ölü hepimizin ölüsüdür.Acı hepimizin acısıdır.Hem fikiriz bu konuda.Keşke, gençlerimize uygulanan mezalim hiç olmasaydı.Ama oldu.Vakit ders almak vaktidir.
Saygılarımı sunarım hanımefendi, hissiyatı derin şiir ve görüşleriniz için.
yusuf_yüzlü tarafından 9/16/2009 7:33:22 PM zamanında düzenlenmiştir.
Gönül isterdi ki böyle anlamlı bir şiiri hem yaşı..hem sizin gibi fikren genç şairlerden çokça gelmesi... ama ne yazık kı suya sabuna dokunmayan dizelerden .pek bu tür sözlere sıra gelmiyor... ... duyarlı yüreğineze sağlık... .... yorumlarım pek sık olamıyor...bugünlerde dışardan giriyorum nete...kusura bakılmasın
Sevgili şairim. Sayfamda paylaştığınız yazıyı okumuştum ve öylesine yanmıştı ki canım. Tekrar sayfamda okumak beni inan çok mutlu etti. Unutulmaması gereken çok öenmli bir tarih 12 Eylül. Ama ne yazık ki sokakta gençlere soruyorlar " 12 aylül size neyi hatırlatıyor" diye gençlerin yüzde 85 gibi büyük bir çoğunluğu 12 Eylülü bilmiyordu ama 11 Eylülü büyük bir çoğunlukla bilmişlerdi.
Geçen hafta TV de Müge ANLI'YI izliyordum ve söylediği bir söz beni bir kez daha derinden yaraladı. " Biz 810 sonrasının çocuklarıyız. Hiç bir zaman siyaset nedir, insna hakları nedir, nasıl karşı durulur, nasıl mücadele edilir öğrenmedik, öğretilmedi de ve şimdi bas bas bağırıyoruz bu kadar cehalet yeter diye. Korkutulduk ve korkak bir gençlik yetişti ve şimdi neden bu kadar toplumdan kopuk gençlik yetiştirlildi/ yetiştirilidik bunun hesabı verilmeli biz gençlere" diyordu.
Ne acı ki o da çok doğru söylüyordu ve şimdi bağıran yine çok az bir kesim. 12 eylülü yaşamış ve acıları çekmiş olan bizleriz. Ama yine nasıl oluyorsa sayfamda da okumuş olmanızı diliyorum darbelere haklılık payı veren kesim hiç de azımsanacak kadar az değil.
Kutluyorum tüm kalbimle kaleminizi ve sevgiler yüreğinize. Bir daha darbelerin yaşanmaması dileği ile. "EN KÖTÜ DEMOKRASİ ASKERİ DARBEDEN ÇOK DAHA İYİDİR" bunu unutmamamız gerek.
Evet, sayfandaki bütün yorumları okudum ve ne acıdır ki bu insanlık dışı darbeye hak veren arkadaşlar da var ve açıkçası üzüldüm ama gerçekleri iyi yorumlayanlar her şeyin farkında Türkan... Bazıları görmüyor diye görünen şey yok olmuyor malesef...
Evet, sayfandaki bütün yorumları okudum ve ne acıdır ki bu insanlık dışı darbeye hak veren arkadaşlar da var ve açıkçası üzüldüm ama gerçekleri iyi yorumlayanlar her şeyin farkında Türkan... Bazıları görmüyor diye görünen şey yok olmuyor malesef...
YASLANIP AYAKTAN DUSUNCE DEGISIR BIZIM ANAYASA VE YARGILANIRLAR KENDILERI.KARAR: SUCLU BULUNMUSTUR `VE FAIL``IN MUEBBET HAPSINE VE HATTA IDAMINA KARAR VERILMISTIR....SONRA YASLILIK VE SAGLIK SEBEPLERINDEN OMRUNUN KALAN KISMININ DISARDA DENETIM ALTINDA GECIRILMESINE VESAIRELERLE DEVAM EDER..BU SEKILDE DE TURK SOSYAL VE SIYASAL VICDANI RAHATLATILMIS DEVLET AKLANMIS OLUR..TURKIYEDE DEVLETIN ILGINC BIR YAPISI VARDIR ONCE ASAR SONRA KAHRAMAN ILAN EDER. ONCE ATAR SONRA KENDISI CAGIRIR OZUR DILE DE BASAYM SINEME DER...YANI DEVLET NE ALTTAN ALIR NE DE USTE CIKAR..OYALANIR DURUR......YANLIS SIYASI KARARLAR ALINIR BUNU ANLARIM AMA BIZDEKI DURUMLAR ANLASILIR GIBI DEGIL BE ABLAM..GUNDELIK SANKI HERSEY...INSAN KANI SUDAN UCUZ...
Demokrasi diye çığırtkanlık yapıyorsak hepimiz, o halde tüm dokunulmazlıkların kalması gerekir öncelikle. Siyasi otorite başta lmak üzere aklanmalı. Sonrasında ise 12 EYLÜL masaya yatmalı. Demokradi topal yaşanmaz. O zaman Anarşi çıkar işte. Anarşi ise sadece silahla olmaz değil mi?
Sevgiler gönderiyorum can. Biliyorum ki 12 Eylülde yanan canlar daha çok tek yönlü oldu. Yanan bizim canımızıdı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.