2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1080
Okunma

Zühresi kaybolmuş, karanlık,
Ayaz bir geceyi yükleyip sırtına
Yüreğindeki dikenlerle
Ardında,
Onca ahlar bırakarak
Bu serseri yüreğinle bana neden geldin ?
Yaşanmaya dair ne kaldıysa
Öldürüp içimde birer birer gömdüğüm,
Mezarlığa dönmüş yüreğimde
Acılarım nasır tutmuş,
Habis bir yara gibi büyüyen sessizliğimde
Adımın bile ne olduğunu çoktan unutmuştum.
İsyan edecek kadar yazgısız,
Umutları yok olmuş, infazı bekleyen
Bir kader mahkumu kadar çaresizken ,
Hüzünlü bir hikâyenin
İç acıtan kelimeleri kadar suçsuz
Ve yorgundum
Geldin.
Karanlıktı gelişin !
Gözlerin kadar karanlık bir geceydi
Belki bu yüzden göremedim
Yüreğindeki kırgın bir gülün, yüzüne düşen gölgesini
Dalgaların usul usul vururken kalbimin kıyılarına
Sorgusuz sualsiz bıraktım yüreğimi sularına
Fark edemedim çalkantılı bir denize doğru yüzdüğümü
Kulaç attıkça derinliklere
__ Bana güven ve sadece gel ‘’ dediğinde .
__ Sana güvendim,peşinden geldim
Akıntıya karşı çektim küreklerimi
Rüzgârına, boranına, imbatına dayandım
Gelgitlerinde günlerce kayboldum.
Dalgalarınla boğuşup,
Tükendiğimde yoktun !
Şimdi ;
Seni neden bu kadar sevdi
Ve sana
Neden bu kadar inandı diye
Cezalı yüreğim.
Hande HAGHOUİ
01.09.2009,salı
çengelköy/İSTANBUL
5.0
100% (3)