26
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2222
Okunma

Ne insanlıklar taşıdım ben bu cılız sırtımda
Ruhum nasır tuttu acıya acıya
Yüreğimse bıkmamıştı bu durumdan daha
Bir boğuşmadığım kalmıştı haksızlık yapanlarla
Sanmayın ki bu bir mübalağa;
Sol yanağımı tokatladı bir adam haksızca !
Sağ yanağımı da uzattım kızıp kızıp ben ona mahsusça
“ Aptal ! ” deyip son bir hızla,
Salladı yumruğunu o sağ yanağıma da !...
Ayıptır söylemesi ama,
İyilik yaptığım bir adamın hediyesiydi bu yumruk bana !
Meğer böylesi de yazarmış hayatın kitabında !...
Ne kalleşlikler gördüm ben hayat da !
Hayatı öğretiyordum bildiğim kadarıyla;
Yeni yetme toy bir delikanlıya,
Güzeli,çirkini,mutluluğu,mutsuzluğu ve umudu
Kendimi gösterdim emsalen mağlup biri olarak da...
Canlı bir emsal görünce nutku tutuldu
Beni gönülden dinleyip saygıya durdu
Anlaşılan çok söylemişim ben “Akıllı ol !” diye ona
Düşmanıma sırlarımı hediye edip ortadan toz oldu
Yani ilk iş olarak beni arkadan vurmak oldu !.....
Ne kötülükler gördüm ben “iyilik” adına
Bir gün otobüs de yer verdim çocuklu bir kadına
Çünkü hiç kimse yer vermiyordu O’na
Kalp hastasıydım, inleyip durdum sonradan ayak da
Kimseler yer vermedi tabi ki bana da
Ve yerimi geri iade etmedi o kadında
Yığılıp kaldım otobüsün koridoruna !...
Ben de biliyordum aslında;
Biliyordum,görmemeyi,duymamayı,bilmemeyi,
“Üç maymun gibi” hatta,
Ama bilemezdim ki bir “İyiliğin” asla !
“Eli kanlı bir kötülük”olabileceğini sonun da
Öyle yazmıyordu okuduğum hayatın kitabında !...
Ne şanslı insanlar gördüm kaybetmediler bir kez bile
İntihara girişmişti beş kattan şanslı bir adam
Düşmüş şanssız diğer bir adamın üzerine
Yürüyen can vermiş aniden yerde,
Düşense hala dimdik duruyordu iki ayağı üzerinde !...
İnsanlar doğarken şanslı doğmalıymış ille de
Çünkü o çeşit bir şans satılmaz ki hiç bir yerde
Ancak Tanrı bağışlarmış o’nu bir beşere
Hem boşuna dememiş elbette;
“Derya kadar malım olacağına,
Damla kadar şansım olsaydı yeter” Diye.
Yıllar…Nice yıllar önce
Merhum “Rıza Tevfik” gibi bir koca bilge !...
Ne sevdalar gördüm ben alçakça !
Sevda,başka sevdayı katlediyordu saklı bir oda da
Çirkin mi, hayli çirkin bir kandırmaca sonunda
Birbirlerini seven iki insan gibi görünüyorlardı çılgınca
Kız tekstil işçisi
Oğlan aynı fabrikanın gece bekçisi…
Yakalıyor patron’nun genç oğluna kız ama
Alıyor bir iblis gibi onu kafaya !..
Kız bir içim su ya !
Budur “AŞK” diyor, işte bu, anla ?
Bu...Yani PARA..!!!??...
Boşuna asgari ücret de “Mutluluk” arama ?
Ve giriyor kızın körpe tenli kanına
Hayal gibi bir villada !...
Oğlan’sa beyninde bir sürü katil dev karıncalarla !...
Dayanıyor o lüks villanın kapısına...
Yıldızlar tükürük salgılarken tüm dünyanın suratına
Gecenin bu en sinsi zamanında
Fırlayıveriyordu kentin bir damarı ölüm uykusundan ayağa !
ÜÇ EL ATEŞ ediliyordu arkası arkasına
DAN !...DAN !...Tekrar son bir Dan !!!...
Ve yeni bir “HEP YEK” daha atılıyordu bir aşk da
O üç DAN’ın sonrasında
Genç bir hayat çıkarılmış oluyordu mutluluk sırasından
Onun yerine yeni bir hayat filizleniyordu varoşların ortasından
Onun da kaderi hazırlanıyordu sil baştan !!!!...
İ.Hakkı Gürcanok
AĞVA
5.0
100% (10)