Yürürdük güneşe su çeker gibi Yorulurdu yol, bahtımız olurdu Gönlümüzü serdik mi meydanlara Şehirler mazlumların tahtı olurdu
Yağmur bakışlı adamlardık Keskin vicdanlarımız vardı Hep kanayan bir sol yanımız Yaşasın derdi yaşamayana Duvarlarınızdan utanan sloganlarımız
Emperyalizme karşı sıkılmış bir yumruğumuz Ellerinden öperken Bir babamız vardı hep gurur duyduğumuz Kocaman ve nasırlı ayaklarımız Şampuan bilmeyen yağlı saçlarımız vardı Bir de masmavi umutlarımız
Biz aşkı Yeşilçam’dan öğrenirdik Kızlara gazoz ısmarlayacak paramız hiç olmadı Olsaydı da söyleyemezdik Utanmayı bilen adamlardık Koca şehirler yıkılırdı omzumuza Namludan, işkenceden korkmazdık da Anamızın çatık kaşlarından korkardık
Büyüdük şehirler büyürken Gecekonduların eğreti kaderinde Kızlarında gözleri büyüdü Yüreklerimiz yüreklerinde mahpus Kasıklarımıza kurşun akıtıp sustuk Nefsimizden önce gelirdi çünkü Uğrunda can verdiğimiz namus
Şimdi tedirginiz her telefona koşarken Parçalanmış bir kadın sesi gibi Yaşasın dediğimiz yaşamadı Elvis gibi tararken saçlarımızı Bilemedik plastik çağında Pet şişelerin yutacağını çocuklarımızı
Şu vicdanlarına saklanan yağmur bakışlı adamlar Yorulmuş seslerine türküler yasak şimdi Saklarlar yüzlerini delikanlı tarafından Onlar tedirgin bir şarkıdır Çocuklarını magazin sayfalarına Namuslarını denizin yalayışlarına kaptıran
Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Büyüdük şehirler büyürken Gecekonduların eğreti kaderinde Kızlarında gözleri büyüdü Yüreklerimiz yüreklerinde mahpus Kasıklarımıza kurşun akıtıp sustuk Nefsimizden önce gelirdi çünkü Uğrunda can verdiğimiz namus
Güzel bir şiir yazmışsınız.Fakat konuda yoğunluk olsa daha iyi olurdu.Dağılmış bir kompozisyon.Saygılarımla.
Ben sizi daha önce nasıl fark etmemişim,nasıl kaçırmışım bir kaç şiirinizde dolaştım hepsi birbirinden güzel,seslendirmeler müthiş şiirin içine alıyor insanı ,çekiyor kolundan tutup şiirlerin diyarlarına,duyguların denize götürüyor yüzdürüyor şiirin içinde...Çok şey kaçırmışım..(( Yürek sesinize,yüreğinizden dökülen dizlerinize yürekten tebriklerim çokça...Bundan sonra hep takipçiniz olacağım eminim...Çokça selamlarımla
şiir bahçenizi ziyaret ettim bu gün. ve üzüldüm daha önce göremediğim için. malum koca site..... ama bahçede gezintim sırasında çok mutlu oldum. kuvvetli kalemleri izlemeyi çok severim. daim olsun efendim selam ile.
... biliyormusunuz hocam, sanırım aynı trendeyiz !?.. hatta aynı vagon ve aynı kompartımanda !. ve karşımdasınız, doğru insansınız gördüğüm (okuduğum) kadarıyla, biliyorum !. lakin dedim ya ; siz karşı/mda oturuyorsunuz, hangimiz ters gidiyoruz bunu bilmiyorum !...
...ben bu şiirleri ve yüreği sevdim, selam saygı ve hasbi muhabbetimle, değerli şair...
her şey sahte sevgi bitmiş çocuk sevgiyi bulamıyor bilmiyorki ne göstersin sevgi adına adım başı ,yalnızlık,umursamazlık,menfaatçilik yağmur bakışlarına bakıpta aldanmamalı sevmeli yürekler ..daha fazla kaybetmemeli öz değerlerini..benliğini......saygınlığını.....saygım daim....
Düşündürücü ve düşündürürken de eskiye ddönük tüm anıların canlandığı görür gibi oldum, Sevgili Şairin işte anlamlandırdığı bu dizeleri bir solukta okudum. Etkiliydi ve elit bir şiir okumanın hazıyla Yürekten kutladım
Uğur böcegini hak eden yürek sesinizi kutlarım, tek kelimeyle harika yürekten alkışlıyorum, aldı gitti geçmişe bir yolculuk yaptırdı yürek sesiniz varolun değerli üstad...
uzun bir süre önce bir şiir okumuştum enfes bir şiirdi bu şiirde gibi şair "biz iyi insanlardık kavşaklarda iyi insanlarla karşılaştık" diyordu bir mısrasında bu şiir nerelere götürdü bizi ne günler gördü geri döndü daha yeni yazılmasına rağmen hece hece bir dönemin bir neslin süzgeçinden geçip içinde o yürekleri eritip düştü sayfalara ama biz o zamanlar gerçek dostlarla karşılaştık ve öylece dost kaldık çok şey yazılır bu şiire şimdilik tebrik bırakıp gidiyorum şair saygıyla
Güzel bir eskiye özlem şiiri, her ne kadar bizler o zamanı bilmesekte yaşadığımız devrin ne denli kirletilmiş olduğuna böyle kalemlerin tanıklık etmesiyle, görmek istemesek bile hatta kapasakta gözlerimizi öğreniyoruz acı da olsa.
Derin ve çok nefis harika dizelerdi.Yüreğinize sağlık sayın Şahan bey.Mükemmel bir şiirdi.İnsanı geçmişe götüren.Eski ve çok ahenkli eski zaman şarkılarını anımsattı bana bu şiiriniz.Nerede o günler dedirten. Kutluyorum...Kaleminiz her daim var olsun. Selam saygı ve muhabbetlerimle...
Yağmur bakışlı adamlardık Keskin vicdanlarımız vardı Hep kanayan bir sol yanımız Yaşasın derdi yaşamayana Duvarlarınızdan utanan sloganlarımız
Emperyalizme karşı sıkılmış bir yumruğumuz Ellerinden öperken Bir babamız vardı hep gurur duyduğumuz Kocaman ve nasırlı ayaklarımız Şampuan bilmeyen yağlı saçlarımız vardı Bir de masmavi umutlarımız
beni nerelere aldı götürdü şiiriniz 80 yılların gençleri idik tek lüksüm laydy de model saçlarım ve bitki özlü elidor şampuanımdı...(Ben de şampuan varmış:))...lojmanda büyüdüm demiryolcu çocuğuyum...ayrı bir yerdi sanki aile ortamı sınırları bellidir lojmanların bilirsiniz...Astığım çamaşırı beğenmeyen Kadriye teyzemden bir terlik yedim...asla karşı gelmek ne hakkın var demek yoktu...kızmış mı mutlaka bir kusurun vardır denirdi...sadece kızarlarmıydı evlat diye bağırlarına basarlardı ...bu komşu aileler ha keza..babamdan tek tokat dahi yemedim bakışı yeterdi.40'ı devirdim hala çekinirim anlatıyoruz ..ama bazen kendi çocuklarıma bakıyorum...ya bunları ben mi yetiştirdim diye...benim gençliğimde değer olan pek çok şey yerlerde...ben kızımın erkek arkadaşını tanıyorum....lafımı olurdu bizim dönemde..yaşasın diye başladığımız cümlelerin yerini duvar yazıları aldı....tamamen düşünceden hayatın sorumluluğundan siyasetten uzak sadece marka müzik ve erkek yada kız arkadaş olgusu ile çerçeveli bir hayata sahip çocuklarımız var ama ben çözdüm şahan bey en büyük hatamız biz anne baba olamadık.arkadaş olduk onlarla... onların pek çok arkadaşı varken....Ve kendi doğrularımızla çelişirken gözlerimiz yerelerde...kendimizle tezat yaşamın içinde... bize çocuklarınızla arkadaş olun zırvasını öğreternler mutlu mu acaba...geç kalsam da anne olmaya çalışıyorum buram buram seksenli yıllar ...bu seyirde yanınıza götürdünüz ya teşekkürler size kaleminize saygılar sevgiler
esmize tarafından 8/26/2009 12:05:34 PM zamanında düzenlenmiştir.
Büyüdük şehirler büyürken Gecekonduların eğreti kaderinde Kızlarında gözleri büyüdü Yüreklerimiz yüreklerinde mahpus Kasıklarımıza kurşun akıtıp sustuk Nefsimizden önce gelirdi çünkü Uğrunda can verdiğimiz namus kainati güzel bir üslüpla nakşetmişsiniz kaleminle bu güzel nakısınız icin yağmur gözlü şaire selamlar saygılar sunuyorum ve güzel paylaşımların devamını diliyor hep siirle kalmasını temeni edeiyorum....
Yürürdük güneşe su çeker gibi Yorulurdu yol, bahtımız olurdu Gönlümüzü serdik mi meydanlara Şehirler mazlumların tahtı olurdu
Yürüdük güneşe su çeker gibi..Yorulduk belki ama güzeldi izi kalan yollarve yağmur bakışlı adamlar.Gece konduların bulunduğu dostluk kokan mahalleler.Güzeldi çünkü o zamanlarda kalan yanımız gündüzdü.
Duyguların tadı şarkıların sesi bir başkaydı.Al yazmalım Selvi Boylum gibi haftasına ulaşmak için can attığımız filmler güzeldi.Bedava kontörlerimiz yoktu sakız gibi ağızlarda çiğnenmezdi aşklarımız.Bir yanımız dimdikken bir yanımız gizemliydi,sessizce yaşardık payımıza düşeni.Depresyonlara girmez,empatiyi kitaplardan okuyarak öğrenmezdik,biz kendimizdik,bizim gibilerle yaşardık...
Neleri hatırlattı bizlere güzel satırlarınız ve harika seslendirmeniz.Teşekkürler güzel şiirlerinizi daha nice zamanlarlar dinlemek dileği ile...
ssismanlar tarafından 8/24/2009 11:32:18 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şu vicdanlarına saklanan yağmur bakışlı adamlar Yorulmuş seslerine türküler yasak şimdi Saklarlar yüzlerini delikanlı tarafından
o yağmur bakışlı adamların hâlâ bir yerlerde olduğunu bilmek bile gönül ferahım.ne kadar saklasalar da yüzlerini. işte böyle şiir şiir dökülüyorlar gözler önüne...
geç kalmışlığımın affıyla. hayırlı ramazanlar diliyorum.
evinize, gönlünüze her yönüyle bolluğu ve bereketiyle konaklasın inşallah.
Büyüdük şehirler büyürken Gecekonduların eğreti kaderinde Kızlarında gözleri büyüdü Yüreklerimiz yüreklerinde mahpus Kasıklarımıza kurşun akıtıp sustuk Nefsimizden önce gelirdi çünkü Uğrunda can verdiğimiz namus
Şimdi tedirginiz her telefona koşarken Parçalanmış bir kadın sesi gibi Yaşasın dediğimiz yaşamadı Elvis gibi tararken saçlarımızı Bilemedik plastik çağında Pet şişelerin yutacağını çocuklarımızı
Şu vicdanlarına saklanan yağmur bakışlı adamlar Yorulmuş seslerine türküler yasak şimdi Saklarlar yüzlerini delikanlı tarafından Onlar tedirgin bir şarkıdır Çocuklarını magazin sayfalarına Namuslarını denizin yalayışlarına kaptıran
aslında şu beni boğmaya çalışan sessizliğimi bir yenersem şiirin de fazlasıyla hakettiği yorumu yazacağım ama nedense okuyup birçok şiiri sessiz sedasız hiçbir iz kendimden bırakmadan ayrılıyorum..öylesine bir tutukluk ki ne kendim çözebiliyorum dilimi ne de çaba sarfediyorum konuşturmak için..
bağışlayın beni şiire belki geciktim ama Sn Çoker sevdiğim kalemlere mutlaka uğrarım..bazen sessizlikle böyle geçer bazen de varlığımı hissettirmek için birkaç cümle düşerim..
bu zamana kadar okumuş olduğum bütün şiirlerinizden etkilenmişimdir ve büyük izler bırakmıştır bende..tıpkı şimdi olduğu gibi..her zaman dolu dolu şiir..her zaman fazlasıyla duygu yüklü ve benim sevdiğim hüzün de gene eşlik etmiş..peki neden hüzün?..hüzün sevilir mi hiç?..ama ben seviyorum..çünkü o zaman kendimden birşeyler buluyorum..o zaman şiir daha bir dokunuyor..o zaman oturup şiirle başbaşa dertleşebiliyorum ve hatta alıp satırları koynuma içime yerleştiresim bile geliyor..
işte böyle anlamlı..böyle duygu yüklü..işte böyle hüzünlü..hiç konuşturmadan ellerimi sessizce gidecekken çözülüverdi pat diye dilim..
tşk..bu güzel şiir için ve tşk Şaire bu paylaşım için..sevgiyle..
Yaralım tarafından 8/24/2009 1:42:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
şiiriniz...kelimelerin sustuğu an dıı yüreğimde...birhıçkırık gibi...bir yumruk gibi oturdu boğazıma...şiirinizdikkatimi veyüreğimi götürdü bir zaman yolculuğuna fakat bu harikabir yolculuktu ...keşke hep orada kalsaydım dedim...sanki artık uyumusz bir pararel evrendeydim...
çok teşekkürlerimle yürek adam...her zaman hep böyle kal
Artık kalmadı değil mi yağmur bakışlı, demir yürekli adamlar? Aşkından ölse de ekmeğini yediği evin kızına açılamayan, sevgisini içine gömen yürekler; maneviyatı ve bağlılığı her türlü maddiyatın önünde tutan yürekler; sol yanında kanasa da saklayan kocaman bir yürek taşıyan yürekler; yok artık yağmur yürekliler, varsa da belki de saklandılar kendi yüreklerine ebediyen. Geçmişe götürdünüz beni, geçmişteki o mertliğe ve idealizme götürdünüz. Tüm kalbimle ve samimiyetimle her bir dizenizi kutlarım. Selam ve saygıyla.
kanayan bir sol yan hikayesi duydunuz. bu topraklarda yazgısına kelepçe vurlmuş ve alnına kilit atılmış kaç sol yan hikayesi vardır. kaç bin hikaye. kaç bin gerçek. yüreği cehennem. gözleri ejderha ateşi beylerin korktuğu rüyaların sahibi. evet öyküleri bizden. filmlerde görebildikleri canavarın öyküsünün içinde gururlu. yoksul ama onurlu. yoksul ama inançlı. kimine kurşun değse işlemez bir çelmeli söz deler ciğerini. kimine bol gelir şehirli bir kızın dudak aralığı. kimine derya bir kulaç atımı. kimine dağ bir nefes alımı. böyle başlar hikayesi buraların bura coğrafyasının yağmur yürekli adamlarının. yağmur bakışlarına kadar. ah be ah sevmek kadar nazlısı varmıdır ki.
Yürürdük güneşe su çeker gibi Yorulurdu yol, bahtımız olurdu Gönlümüzü serdik mi meydanlara Şehirler mazlumların tahtı olurdu
Yağmur bakışlı adamlardık Keskin vicdanlarımız vardı Hep kanayan bir sol yanımız Yaşasın derdi yaşamayana Duvarlarınızdan utanan sloganlarımız
Emperyalizme karşı sıkılmış bir yumruğumuz Ellerinden öperken Bir babamız vardı hep gurur duyduğumuz Kocaman ve nasırlı ayaklarımız Şampuan bilmeyen yağlı saçlarımız vardı Bir de masmavi umutlarımız
Biz aşkı Yeşilçam’dan öğrenirdik Kızlara gazoz ısmarlayacak paramız hiç olmadı Olsaydı da söyleyemezdik Utanmayı bilen adamlardık Koca şehirler yıkılırdı omzumuza Namludan, işkenceden korkmazdık da Anamızın çatık kaşlarından korkardık
Büyüdük şehirler büyürken Gecekonduların eğreti kaderinde Kızlarında gözleri büyüdü Yüreklerimiz yüreklerinde mahpus Kasıklarımıza kurşun akıtıp sustuk Nefsimizden önce gelirdi çünkü Uğrunda can verdiğimiz namus
Şimdi tedirginiz her telefona koşarken Parçalanmış bir kadın sesi gibi Yaşasın dediğimiz yaşamadı Elvis gibi tararken saçlarımızı Bilemedik plastik çağında Pet şişelerin yutacağını çocuklarımızı
Şu vicdanlarına saklanan yağmur bakışlı adamlar Yorulmuş seslerine türküler yasak şimdi Saklarlar yüzlerini delikanlı tarafından Onlar tedirgin bir şarkıdır Çocuklarını magazin sayfalarına Namuslarını denizin yalayışlarına kaptıran
yön veren rüzgarların inadına.. kaleme yaslanmış yine kökü, delikanlı yüreğin. istisnalar kayidemizi bozmadı belkide belkide bizler istisnaydık yağmurun yakan zerreciklerinde..
hadi öyle olsun ustam.. şiirinle varlığını süslerken.. gölgeni bölüşüyor çocuklar.. yitik bir korku tenhasında..
ellerinden öperim.. nefesimin diğer yarısını hani şiire adadım ya.. artık pişman da değilim..
teşekkür ederim.. yağmur adam.. teşekkür ederim .. şiir baba...
üsdadım herşey aynı değil.şimdikiler hazıra konmuş,namus iffet nedir bilmezler,babalarına ne yapıyorsun moruk diyenleri gördüm.insanlık ölüyor kendi kendimizi yok ediyoruz.ah gözlerimizi açsak görsek gerçekleri belki bir umut düzelte biliriz.o güzel yüreğinize sağlık hayırlı ramaznlar diliyorum size
Yürürdük güneşe su çeker gibi Yorulurdu yol, bahtımız olurdu Gönlümüzü serdik mi meydanlara Şehirler mazlumların tahtı olurdu
Yağmur bakışlı adamlardık Keskin vicdanlarımız vardı Hep kanayan bir sol yanımız Yaşasın derdi yaşamayana Duvarlarınızdan utanan sloganlarımız
Sizin gibi bir üstada yakışan bir şiirdi. Her bir dize ayrı güzellikte. Her biri bir yaşanmış hikaye... Çok şey anlattı yine. Ses, müzik ve şiir alıp götürdü en derinlere. İnce bir sızı değdirdi teline... Çok güzeldi şiir. Tebrikler gönülden... Saygılarımla... Hayırlı Ramazanlar...
neziha tarafından 8/23/2009 6:15:12 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yağmur bakışlı adamlar yok artık. Her bakış bir an önce nefsini köreltmek için atılır oldu yaşamımızda. Yağmur temiliği ve bereketi verirdi önceden namus, sevgi ve feva bilen insnalara, artıuk yağmurlar da felaket getiriyor bu kadar kara bakan insanlara.
Ne lise yılalrımızda ki yükeli gençler var artık çevremizde, Ne yanındaki kız arkadaşına BACIM diyen diller, Ne elinde pankartlarla sokak sokak gezen delikanlılar ve genmç kızlar var beton yığınlarının arasında dolaşan. Ne duvarlara yazılacak sloğanlar.
Her biri gitti elimizden Her bir değer teker teker alındı yüreğimizden. Çıkartıldık insanlıktan ve yalnız nefsimizin kölesi olduk her birimiz. Şimdi bir simitle doymuyor gençlik. Mack Danıltstan ( ismini bile yazamıyorum) almalı yiyeceğini. Şimdi yerli pantolon giymiyor kızlarımız bilmem ne markası olmalı. Şimdi açlara bakmıyor zenginler. Yalnız kendi kasalarını doldurup insanları kendilerine köle yapmalı.
Öyle yaktınız ki canımı. Öylesine vurdunuz ki yüreğimin tam ortasından. Kısacık da olsa dertleşiverdim dizelerinizle.
Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yüreğinize.. Yağmur bakışlı insanların yeniden dünyamızda yer alması dileği ile.
geçmişin bileklerinden yakalar zamana bir sitem yollar iki zaman arasında cehli azarlar gönül hanesinden süzülür hep doğrular
şiirin keskin sesi, güçlü yorumcusu gönül ki derya kuzusu el attığı konular insanlığa emsaldir hep ve dağ gibi adamların nasıl da zamana yenik düşüp değişkenliğini kaleme alışı ile bambaşka bir şiir sunuma laf edemem zaten, sesinizden dinlemek -acıyı- kanatsa da ayrı bir letafet.......... ...............sonsuz saygılarımla hocam-var olun........................
Kalimera tarafından 8/23/2009 12:01:27 AM zamanında düzenlenmiştir.
Emperyalizme karşı sıkılmış bir yumruğumuz Ellerinden öperken Bir babamız vardı hep gurur duyduğumuz Kocaman ve nasırlı ayaklarımız Şampuan bilmeyen yağlı saçlarımız vardı Bir de masmavi umutlarımız
_ Bizim dogdugumuz sehirlerde bembeyaz olan yürekler ve hayatin acimasiz kanunlarinda kosturan surlar vardi ama biz yinede radikal umutlarimizdan mahrum kalmadik..
Biz aşkı Yeşilçam’dan öğrenirdik Kızlara gazoz ısmarlayacak paramız hiç olmadı Olsaydı da söyleyemezdik Utanmayı bilen adamlardık Koca şehirler yıkılırdı omzumuza Namludan, işkenceden korkmazdık da Anamızın çatık kaşlarından korkardık
_ Gurur ve onur dururken yanibasimizda, biz kimseye bel bükmezdik, dimdikti gögsümüz ama anne ve babaya bir saygimiz vardi ki oda seve seve egerdi basimizi
Şimdi tedirginiz her telefona koşarken Parçalanmış bir kadın sesi gibi Yaşasın dediğimiz yaşamadı Elvis gibi tararken saçlarımızı Bilemedik plastik çağında Pet şişelerin yutacağını çocuklarımızı
_ Yasam büyürken, tüm gözkamastiran siluetleriyle bilemedik coklardan bir yok olus dogacagini, yüregimiz doydukca biz hep ac kaldik ve fazlasina kalkistik iste o yüzden cocuklarda artik degisti eskisi gibi bakmiyorlar..
Güne degecek her zamanki tarzinda bir siir Kutluyorum sizi
*Hüzün* tarafından 8/22/2009 11:11:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çok fazla değerlerimiz kayboldu... Bu böyledir, tıpkı miras gibi üç kuşak biriktitir dördüncü kuşak hovardaca yer... Gördüğümüz de budur, sahip çıkmaya çalıştığımız pek çok güzellik ellerimizden kayarken vah diyoruz hep birlikte, sahip çıkan olmayacak mı?
Mükemmel bir şiir olmuş, kutlarım yürekten. Var olun.
yorumlamak bu değeli eseri .... mümkün değil alıp götürdü yıllar öncesine çıkamadım... kaç kez okudum ve daha kaç kez okuyacağım bilmem . beni benden alıp götürdü oyıllara...ve... şu satırlar döküldü yılları tersine döndürürken sayın Şahan sadece ilham alabiliriz sizden ...bu bir yorum değil tebriklerimi kabul edin lütfen.
Ülkemin ve... ömrümün tam da vurgun yediği yıllar bir avuç göz yaşı o yıllardan hatıra kalan bir şiir le yaşanır anılar ve... bir avuç göz yaşıyla hatırlanırlar on beş yaşımın doruklarında acılar ard arda yakama yapışırlar ne dua ne beddua o yıllardan geriye kalan mavi gömlekli adamın sol elinde beyaz bir güvercin havalanan. o günlerden hatıra kalan ahh babamın sevdiği o adam. anlamazdım o zaman Ülkemdeki sarsıntıdan değişen ne diyorum nerede yağmur bakışlı adamlar? bir avuç göz yaşı bunca yaş/anan/lardan hatıra kalan...
sonsuz teşekkürler yaşattıkların için acısıyla tatlısıyla sürüklenip gittik o yıllara saygımla...dua ile
öyle alip götürüyor ki siir ... insan zaman tüneline giriyor .. ve günümüzdeki farkliliklari gözler önüne seriyor ...sevgili şahan cok yasa e mi ... sesinden dinlemek yine cok güzeldi ...emeklerine saglik....
________________Bir babamız vardı hep gurur duyduğumuz_____________
birden babam gözümün önüne geldi... yagmur bakışlı babam, tıpkı sizler gibi... ama o da artık yorgun... hey gidi günler... diyor sadece... o günleri o kadar çok merak ediyorum ki. yağmur bakışlı adamların o zamanki hallerini... bir de şimdi neden öyle olamadıklarını... :( çok güzel anlatımdı,tebriğim çokca.... selametle
"Biz aşkı Yeşilçam’dan öğrenirdik Kızlara gazoz ısmarlayacak paramız hiç olmadı Olsaydı da söyleyemezdik Utanmayı bilen adamlardık Koca şehirler yıkılırdı omzumuza Namludan, işkenceden korkmazdık da Anamızın çatık kaşlarından korkardık"
Öncelikle hoş geldiniz, ve yağmurla...(geçmiş olsun) Bir başka anlamlı, bir başka içli hele yorum fondaki müzik.... Her bölüm bir yerlere götürdü.. Tüm şiirleriniz çok güzel ama bu bir başka güzeldi. Kutlarken güzelliği, teşekkür ediyorum paylaşımınıza. saygımla dua ile...
Yürürdük güneşe su çeker gibi Yorulurdu yol, bahtımız olurdu Gönlümüzü serdik mi meydanlara Şehirler mazlumların tahtı olurdu
tanırdı ayak izlerimizi mahallenin bekcisi ve kirli yüzlü çocukları...ahh bekçi amca her seferinde bize yetişemeyince ellerini dizlerine kavuşturur '' haytalar '' diye nefes nefes söylenirdi arkamızdan... yaramazdık ama iyi çocuklardık...güneşi avuçladığımızda gölgelenirdi kocaman kentler ...bulut taşırdık ateşli bebeklerin kundağına...kış günü güneşi tutar getirirdik ayşe ninenin evine...görmeyen gözlerinden akardı şelaleler...adımızı bilmez adımlarımızı tanırlardı mahallede...
Yağmur bakışlı adamlardık Keskin vicdanlarımız vardı Hep kanayan bir sol yanımız Yaşasın derdi yaşamayana Duvarlarınızdan utanan sloganlarımız
keskin vicdanlarımız vardı..ağlayana göz , düşene el olurduk...nefes alan her canlı emanetti yaradandan...sol yanımız ağrırdı bir damla göz yaşı toprağa düştüğünde...öylesine sıkardık ki avuçlarımızda suyunu çıkarırdık hayatın utanırdı bize veremediklerinden...yağmur bakışlı adamlardık biz ağladıkça yeşerirdi mazlumun yüreği...
Emperyalizme karşı sıkılmış bir yumruğumuz Ellerinden öperken Bir babamız vardı hep gurur duyduğumuz Kocaman ve nasırlı ayaklarımız Şampuan bilmeyen yağlı saçlarımız vardı Bir de masmavi umutlarımız
mahallenin züppe çocukları bisikletleriyle havasını atarken biz bilyelerimizle oynardık...babamızın nasırlı elleriyle avucumuza bıraktığı ilk armağandı onlar. garip bir bağ vardı aramızda babamız kokardı her dokunduğumuzda...kazandıkça gururlanır omuzlarımız dikleşirdi... kirli çocuklardık yamalı pantolonlarımızın cepleri hep delikti...bakkalda satılanların çoğunun tadını bilmezdik ama arkadşımızın omzuna attığımızda elimizi bütün masallarımız gerçek olurdu...mutluyduk yağlı saçlarımızla...maviyi keşfettiğimizde tanıdık annemizin duasındaki zenginliği her elini öptüğümüzde farz bildik vatana millete hayırlı olmayı...
Biz aşkı Yeşilçam’dan öğrenirdik Kızlara gazoz ısmarlayacak paramız hiç olmadı Olsaydı da söyleyemezdik Utanmayı bilen adamlardık Koca şehirler yıkılırdı omzumuza Namludan, işkenceden korkmazdık da Anamızın çatık kaşlarından korkardık
hele bi aşık olalım...yüreğimiz yangın yerine dönerdi de yinede ağzımızdan çıkmazdı tek kelime. bilmezdi kimseler sevdiğimizn adını...sokaktan geçerken o ellerimiz titrer yüzümüz kızarırdı hızlı adımlarla sanki anlayacakmış gibi hızla değiştirirdik yolumuzu...elbet yaz sinemasına götürecek paramız yoktu eee olsaydıda zaten abisi en yakın arkadaşımızdı olurmuydu yan gözle bakmak...atlardık yangınların ortasınada bı onun gözlerine bakamazdık...korkardık zarar getirmekten namusumuza... kutsalımızdı anamız bacımız...hele sevdiğimiz....
Büyüdük şehirler büyürken Gecekonduların eğreti kaderinde Kızlarında gözleri büyüdü Yüreklerimiz yüreklerinde mahpus Kasıklarımıza kurşun akıtıp sustuk Nefsimizden önce gelirdi çünkü Uğrunda can verdiğimiz namus
büyüdü üstümüze basa basa şehirler...her gün biraz daha acıdı kolumuz bacağımız...sıvası dökülmüş evlerde ucuz lambaların altında sırtladık bizi acıtanları...yaşamak içimizde yangınken yinede bir damla su dilemedik...sevdik yaralarımızı...sevdikçe büyüdü yüreğimiz..önce insan dedik ..önce namus...önce vatan...önce...
Şimdi tedirginiz her telefona koşarken Parçalanmış bir kadın sesi gibi Yaşasın dediğimiz yaşamadı Elvis gibi tararken saçlarımızı Bilemedik plastik çağında Pet şişelerin yutacağını çocuklarımızı
biz hayatın alnına dayamışken namluyu...nerden bilecektik elimizde patlayacağını...kendi canımız değildi kaygısına düştüğümüz....önüne siper olduğumuz çocuklarımızdı...mazlumlardı...ahh bilemedik başımıza geleceği...ne bileğimiz yetti ne ömrümüz zaman ve hayat girdabina direnmeye...
Şu vicdanlarına saklanan yağmur bakışlı adamlar Yorulmuş seslerine türküler yasak şimdi Saklarlar yüzlerini delikanlı tarafından Onlar tedirgin bir şarkıdır Çocuklarını magazin sayfalarına Namuslarını denizin yalayışlarına kaptıran
yağmur bakışlı adamlardık...ayakta öldük çınar misali...kimse bilmedi içimizi çürütenin ne olduğunu...büyüdük..büyüdükte köklerimize huzur vermedi kirli sular...kimbilir bir gün var gücümüzle devrildiğimizde şehrin üstüne kurtulacak çocuklarımız...ölümüz bile işe yarar bizim şairim...:)
yine dolu dolu bir şiirdi...
tebriklerim her zamanki gibi çokk... sevgim saygım her daim...
Hic yapmadigim bir seyi yapmak geliyor icimden bu defa ve bir siirin yorumcusuna yaziyorum ilk defa ki, ahh bir de cimri derler bana yorumda:)
Esere tatli ve derin bir ahenk katmis yorumunuz, her satirini icime sindirerek okudum ve emegi, emekciyi seven yanimdi beni dürten, hak etmis iste, hadi yaz iki kelam diyen, neyleyeyim dinletti yine kendisini o cingiragi bozuk ses...!!
Tebrik ediyorum sizi, zira böyle güzel ve icten bir aciklama, ayri bir haz katmis, bu sayfaya.
Hic yapmadigim bir seyi yapmak geliyor icimden bu defa ve bir siirin yorumcusuna yaziyorum ilk defa ki, ahh bir de cimri derler bana yorumda:)
Esere tatli ve derin bir ahenk katmis yorumunuz, her satirini icime sindirerek okudum ve emegi, emekciyi seven yanimdi beni dürten, hak etmis iste, hadi yaz iki kelam diyen, neyleyeyim dinletti yine kendisini o cingiragi bozuk ses...!!
Tebrik ediyorum sizi, zira böyle güzel ve icten bir aciklama, ayri bir haz katmis, bu sayfaya.
adamlar/kadınlar...evet... biz bu mısraların anlatısında , o güzel erdemlerimizi muhafaza ederek yaşayanlardık...üzgündük lakin ezik değildik...yürekliydik,bilekliydik... sevdamızı ulu orta yaşamalara maniydi edebimiz...
anamızın çatık kaşları...___evet...olan gelen gücümüzle frenimize asılmaya sebebpti o kaşların çatılması...desturların en büyüğü idi...bunun da ardında edep ve saygımız vardı elbet...
ah üstadım...ortalama 55- 80 yıl arasında kabul olan dünya misafirliğimizi heder mi ettik? HAYIR... biz gerçekten insan olarak maddi-manevi-sosyal-siyasi açılardan kendi payımıza çarpık olan herşeye tavrımızı koyduk, mücadele ettik...ve hatta epey çile çektik...
günümüzdeki genç neslin hatta onlardan da bir önceki kuşağın kesinlikle yabancısı olduğu bir kültürü edebi muhafaza etmekle geçti ömür... insanca yaşamanın karşılığını salt maddi gelişmelerde arayanlar (ki bir yere kadardır...her şey maddi değildir) ve insanlarımızın bazı beklentilerini ve özentilerini siyasal alanlarda kullanarak ülkelerinin yumuşak karınlarına bile bile hançer sokanlar gitgide uzaklaştırdı nesilleri aslından neslinden...
neyse ...bu konu bitmez...yeteri kadar işgal ettim sayfanızı... muhteşem bir şiir olmuş...içeriği mesajı ve duygusu ile... bize alıp gitmek düşer...
Emekli idi önceden hayat, suyu bile kuyulardan binbir güclükle ceker cikarirdikta buz gibi bir tas icilen o emekli suyun tadina da doyum olmazdi, Zorluydu yasam kosullari binbir zorlukla kazanilan 3-5 kurusla varilirdi yarinlara huzurluca, tertemiz. Ve sevdalar..Cikarsiz, firsatci degildi simdiki gibi, sizinde dediginiz gibi "Biz aşkı Yeşilçam’dan öğrenirdik" ögrendiklerimizle kaldik, simdi her ögrendigimiz hükümsüz, ne görmüs duymussak uymuyor simdiki zamana. Napmali ki bu duruma, ne yapmalida kalkilmali altindan bozulmus düzenin..
Söylemeliyimki degerli şair, okudugum her satirda her cümlede hayati anlatisiniz cok etkiledi, dersler aldirdi bana, umarim her okuyan da alacagini alir bu temiz satirlardan..
Yürürdük güneşe su çeker gibi Yorulurdu yol, bahtımız olurdu Gönlümüzü serdik mi meydanlara Şehirler mazlumların tahtı olurdu .... Heceyi de andıran harika bir girişle başlamış şiire Şahan usta.Yağmur bakışlı adamların utangaçlıkları ve sevdaları. Ah o kanayan sol yanlarımız ve mavi umutlarımız nasılda sarılırdık kanadıkça, umutlarımıza. Biz analarımızın çatık kaşlarından korkardık doğru; Şimdi neden bizim çatık kaşlarımızdan korkmaz çocuklarımız derim hep neden? Bizmi bakmasını unuttuk yoksa çocuklarımızmı görmüyor anlamıyor bizi? ..... Şu vicdanlarına saklanan yağmur bakışlı adamlar Yorulmuş seslerine türküler yasak şimdi Saklarlar yüzlerini delikanlı tarafından Onlar tedirgin bir şarkıdır Çocuklarını magazin sayfalarına Namuslarını denizin yalayışlarına kaptıran ..... Evet tedirgin ve hatta korkuyorlar olacaklardan. Böyle giderse ne magazin sayfaları ne deniz yakayışları kalacak, tümden kalkacak ar, kokuşmaya başladı bile sokaklar.....
hiç kendimize bakmadan, kendi eleştirimizi yapmadan düşecek belkide bir yığın yorum benimde düştüğüm gibi şiirin altına..ve hayıflanacağız ahh o günler, gençliğimiz edasıyla..ve öfkemizi, utancımızı kusacağız zaman zaman şimdiki genç kuşağımıza..onlara kızmayalım olur mu...? biz yaptık onları böyle...sen..ben...biz. onlar ne bilirdi ki ar nedir, namus nedir...? onlar ne bilirdi ki memleket nedir , dava nedir...? onlar bizden gördü saygıyı, sevgiyi, sevdalanmayı...yüreğimizde taşıdıklarımızı öğretemedik..önce şartlara uyduk bir koyun sürüsü gibi..hipnozlanmış..hatta beyinlerimiz narkozlanmış gibi..sonra onlara verdik narkozladıklarımızdan kalanı..yetmedi.........bizim büyük sevda anlayışımızda, bizim dava kavramlarımızda, bizim namus olgularımızda hep cılız kaldı verdiklerimiz... şimdi 10 kontürlük aşklar var...senin kızla benim oğlan arasında...yakışmıyoruz belki onların gözünde yanlarına...bizim bayram sabahlarında ebeveyn ziyaretlerini kaçırdığımızdan, bilerek ve yerlerini tatilcelerle ikame ettiğimizden olabilir mi...? hayat şartlarımızı yükseğe taşımak gayreti ile unuttuğumuz ideolojiler ve yüreklerimizi bilediğimiz olguları darağacında salladırmadan önce düşünmeliydik bunları...çağdaş olmak yozlaşmak değildi..yozlaşırken kendimiz bunu nasıl "hayır" olarak öğretebilirdik ki..?
bir arkadaşın yazısını okuduğumda yabancı durmayan bir ses çarptı gözüme..hatırlayamadım bir türlü..ve hemen netten nereden tanıdığımı sorguladım...ve buraya düşmem gerektiğini düşündüm..
şiire girince çıkamadık Şahan..kusura bakma..epey bi kirlilik yarattık sayfada...
şekil olarak zaten çok eleştirmem şiiri ki..hele bir de Çoker şiriyse...her halde yakışmaz bana böyle bir eleştiri...biz bu kalemleri üstad belleyip feyz aldık onlardan...
teşekkürler Şahan.....büyük keyifti....ezilip, büzülüp, utanarak ve sızlanarak okusak da , yine de bir taraflarımızda yama gibi kalmış öldüremediklerimiz...ve o yanlarımızla geldik durduk şiirin yamacına....
sevgi ve selam ile....................rastgele..
Sevgi Kaya tarafından 8/22/2009 1:25:14 PM zamanında düzenlenmiştir.
bir külah çekirdek ve bir gazozla bir siyah beyaz filimden türkiye ilerlesin beyinler aydınlansın çabalarına giden günlerimiz markalar ve idealsizleştirilmiş bir gençlikle bitirldi,yürekten kutlarım .bunlara alet olanlara ne yazılsa az ama ...işte. saygılar duyarlı yüreğinize.
Şu vicdanlarına saklanan yağmur bakışlı adamlar Yorulmuş seslerine türküler yasak şimdi Saklarlar yüzlerini delikanlı tarafından Onlar tedirgin bir şarkıdır Çocuklarını magazin sayfalarına Namuslarını denizin yalayışlarına kaptıran
seslendirmeyi dinlerken okudum ağır ağır aldığım kısma geldiğimde gözümden yaşlar süzüldü yazamıyorum sustum emeğinizi kutluyor saygılar sunuyorum günün şiiri olarak görmek dileğimle...
Günışığı tarafından 8/22/2009 12:26:19 PM zamanında düzenlenmiştir.
Biz aşkı Yeşilçam’dan öğrenirdik Kızlara gazoz ısmarlayacak paramız hiç olmadı Olsaydı da söyleyemezdik Utanmayı bilen adamlardık Koca şehirler yıkılırdı omzumuza Namludan, işkenceden korkmazdık da Anamızın çatık kaşlarından korkardık Dun ve bu gunun kiyaslamasinda en cok bir anne olarak, gunumuz gencliginin saygisizligi beni deli ediyor. Cok guzel ve dusundurucu dizelerinizi kutluyor, size tekrar gecmis olsun diyorum
Yürürdük güneşe su çeker gibi Yorulurdu yol, bahtımız olurdu Gönlümüzü serdik mi meydanlara Şehirler mazlumların tahtı olurdu
Yağmur bakışlı adamlardık Keskin vicdanlarımız vardı Hep kanayan bir sol yanımız Yaşasın derdi yaşamayana Duvarlarınızdan utanan sloganlarımız
yeniden hoş geldin toprağım yağmur gibi bir şiirle geldin.seni okumak dinlemek bir ayrıcalık diyorum.şiiri billur sesinden dinlmek ayrı bir güzel.inan her şiirini ruhumla okuyorum. yazan sevdalı gönüle selam olsun saygılar... ama sayfana her geldiğimde Gülüver şiirini hep yeniden okuyorum çünki o şiirnin ruhumda yeri çok başka.sende hep hüzünlüde olsa şiirlerinle bize gülüver:)
beklenen yağmur tarafından 8/22/2009 10:20:26 AM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.