vur be usta
tellere damardan olsun rakımda meze
efkarıma sahte avuntularla dağılayım
vur be usta
vur tellere havalanıp da aya uzanayım

asıldım bir kuşun kuyruğuna çaktırmadan
süzülüyorum pembe bulutlar arasında arsız
dizi dizi gül bahçelerinden rayihaların senfonisi
uçmanın dayanılmaz şehvetinde çözülürken

gün ölüyor
usuldan gecenin kolların da
ak ve kara kalıyor renklerden kala kala
titrerken bana

bir gayya kuyusu aşağıda dünya denen çukur
kiralık bedenin kaygusu koşuşan insanlarda
yüzlerde kabuk maske sararan tenleri yılgın

ot görünür sadece at gözlüğünden biline
sırtlarında dizi dizi kalpazan insancıkların
zamana sahte gülücükleriyle hayal tacirleri

ne mavi ne de kırmızı kalmış kan gelinciklere
dünyanın kölelerinde uyuz itin öfkesi
şafak kapkara virgüllerde çürürken

bir ömür olmuş bedeli bir katre umudun
bir lokma aş için haysiyet demlenirken

kuş gözüyle
gördüm çirkefe bulanmış hayatın kelini
kuş işte
ne bilecek bir yudum soluğun bedelinde
hazanın uğultusunu

Mersaus 05/05/200…kuştur kuş…………..