Eskiden hamam pazarı pazar günü kurulurdu
Ali ağanın Tames ile Halisin BMC den sorulurdu
Parsayı hep ikisi vururdu
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Çardağın başındaki tarlaya mercimek ekerdik
Mercimeği yolmak için belimizi bükerdik
Çökünce sıcak fakılının suyunda serinlerdik
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Bahar gelince Ekinlerin çavdarını alırdık
Ama ne ekin olurdu inanın orman sanırdık
İçinden bazende canavar kovalardık
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Hüyüğün dibinde pancar teklerdik
Deli Recebin bıcakta ne çimerdik
Kanakmı özmü karışmış hiç bilmezdik
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Değirmenocağının suyu buz gibi olurdu
Anlattıklarına göre onu iki yılan korurdu
Erkeksen git yalınız öt ödelekmi kalırdı
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Gavurun çayırı derlerdi ama biz biçerdik
Buz gibiydi yassı pınarın suyu OH!! içerdik
Üstüne birde bitli ikinci cigarası içerdik
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Melek Ememin tarladan hep mısır çalırdık
İkide tezek bulunca birde ateş yakardık
Kabak tefeği ile birde iyi pişsin diye üflerdik
Unutmadık güzel köyüm seni unutmadık

Rahmetli Çapacı dayının güzel bir merkebi vardı
Kanaktan özden geçerken hep sulardı
Kaçmasın diye birde zikke ile örklerdi
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Taksi Bisiklet nerde eskiden merkebe binerdik
Çifte attımı ön kapıdan yüzükoyun inerdik
Dört nala gittimi keyften gülerdik
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Tarlaların başından tırpan ve çekiç sesi gelirdi
Tavlarsan Halloyu ne arpa biçerdi
Dağlı Memmet her sene gelir Kerme keserdi
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Taşköprünün altındaki çayırda özlek vardı
Güneş düşdümü suyu bir başka akardı
Sıcak olurduki tüm köyün çocuğunu yıkardı
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Kanağın köprüde ne güzel çimerdik
Velinin Seyidin bahçeye erik çalmaya girerdik
Battal dayı dövünce önce ağlar sonra gülerdik
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Zekiye bibinin Yaşar bize Kösdevesi yapardı
Taybe halanın Haşim karnı almaz kırardı
Eskiden birde yonca beklemek vardı
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Buzağı çayırında yayalırdı mallar
Sülük tutardı akardı ağzından kanlar
Şimdi kalmadı o güzelim çayırlar
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Çoraklarda bol sivrisinek olurdu
Köylü orada birde BENT tutar korurdu
İnekler Camuzlar atlar burada otlardı
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Sülük gölünü hep hatırlarım hiç unutmam
Şimdi gelser milyar verseler bir sülük bile tutmam
Sülük gölüde kurumuş arasamda bulamam
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Kavşuta Mırıklara bazen fiğ ekerdik
Yaz gelince güzel güzel biçerdik
İçinden yılan çıkardı canımızdan bezerdik
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Macirlerin Kör Hakkı bıcağa bir haymalık kurardı
Emin dayının Kaymakam hep bostanda yatardı
Bir Karpuz iki kavun 2 batman çekerdi
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Pınarlarımızın suyu kuş tepesinden gelirdi
Pınarlarımız varken Buz dolabı neydi
Çobanların adı Hüso Alo Omo Beko idi
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Köyümün Düğünleri hep yemekli olurdu
Büyükannem ve halam baş ahçı dururdu
Bir lokma ekmek verir birde sumsuk vururdu
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Ramazan geceleri bıdık dayım teneke çalardı
Her gece içerisini bir korku salardı
Ömer kefin giyer mazarlıklarda onu kovalardı
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Çokmeşme köylüleri parayla kerpiç dökerdi
Kör tabanca çok güzel duvar örerdi
Çolağın İbram amelelik yapar çamur verirdi
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Körüsük mevkinden geçince kavşut gelirdi
Buralardaki tarla değerlerini emmim bilirdi
Babam rahmetlik köye ayda bir gelirdi
Unutmadım güzel köyüm seni unutmadım

Canım köylülerim köyümü övmek yazmakla bitmez
Dikenleri bile gül olur göz önümden hiç gitmez
Yine lakap kullandım mecburum bazı yerlerde
Lakabı ile anılan yiğitler hiç ölmez...?


SEYFALİ SOYUDURU
KADILI KÖYÜ/SARIKAYA - Y O Z G A T
16 MART 2006