2
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
2276
Okunma
Nedense ta Ak Bucak köyünde bir üzüm bağımız vardı
Üzümü toplar, torba içinde, havuza koyup çığnarlardı
Sonrada şırasını kaynatıp, çalma ve pekmez yaparlardı
Nerede kaldı, o eski günler CANIM KÖYÜM…
Harmandan samanı çeker, samanlıklara yosardık
Samanın içerisine taş armudu ile kelek saklardık
Birde gırtlağımıza kadar, samanın tozuna batardık
Nerede kaldı, o eski günler BENİM KÖYÜM…
Gece tohumu eler, gündüz de tarlalara ekerdik
Her akşam nedense, traktörleri garaj içine çekerdik
Yatmak mı gelirdi aklımıza, asfaltta volta atıp gezerdik
Nerede kaldı, o eski günler CANIM KÖYÜM…
Pancarlarımızı kendimiz çapa yapar, kendimiz teklerdik
Güz gelince pancar beli ile, pancarları tek tek sökerdik
Üç birinci cuvarasını, ucu ucuna ekleyip de öyle içerdik
Nerede kaldı, o eski günler BENİM KÖYÜM…
Gece ve gündüz, römorklara pancar yüklerdik
Erkenden kalkar, Kaya Pınar kantarına giderdik
Traktörün arkasına saklanıp, bir de cuvara içerdik
Nerede kaldı, o eski günler CANIM KÖYÜM…
Sonunda kış gelince, yoğun işler ancak biterdi
Okulu olmayanlar kalır, okuyanlar okuluna giderdi
Bu çileli hayatı, herkes bir başka severdi
Nerede kaldı, o eski günler BENİM KÖYÜM…
Kış sabahları, içi çanak pendirli düğürcük çorbası içerdik
Öğlenleri bazen çullama, bazen de ekmek aşı yerdik
Biz eskiden, köy ve köylümüz için canımızı verirdik
Nerede kaldı, o eski günler CANIM KÖYÜM…
Geceleri mallara saman verip, temizlik yapardık
Samanın irisini, kömür niyetine sobada yakardık
Soba sönmeden, üstüne kocaman bir de tezek atardık
Nerede kaldı, o eski günler BENİM KÖYÜM…
Kışı akşamları anam bize arabaşı yapardı
Maşallah mübarek, mermer gibi kalkardı
Acılı olurdu çorbası boğazımızı yakardı
Nerede kaldı, o eski günler CANIM KÖYÜM…
Sobanın çörekliğinde, kumpir közlerdik
Kestaneyi pişirmeden önce, güzelce çizerdik
Avni abim hikâye anlatırdı, hep beraber dinlerdik
Nerede kaldı, o eski günler BENİM KÖYÜM…
Seyfali SOYUDURU
KADILI Köyü Sarıkaya YOZGAT
10 OCAK 2014