1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
932
Okunma
Yaşamak seninle daha güzeldi biliyorsun.
Biliyorsun,
her nevi güllerin pusuya yattığı
kaldırımlar üşür ayaklarımda.
Sana bir sükût gibi çarpar yalnızlığım,
yalnızlığım hala kanamakta
çiçeklerin bütün varlık zerrelerinde.
Sırları kanatır gözyaşların,
bakışların bakışlarımı
ve biliyorsun
gidişin, bir tecelliye intihar saklar koynunda.
Biliyorsun,
dağlarda zehir hicrana düşer,
hasretin koynuma.
Şehirlerin,fabrikaların
ve tarlalarda çalışan elleri paramparça kadınların
sinesine her gece bir gül düşer,
şafak mazinin heyecanından yıkılır.
Biliyorsun,
her ayrılık içinde bir telaş bırakır.
Kalbimin giz kanayan sokaklarında
kandillerin altında ıslanan her yarım kalmış şiir,
aslında diğer yarısıyla gözyaşlarında tutuşur.
Biliyorsun,
yaşamak anımsamaktır belki,
belki dokunduğun bütün aynalar kederli,
belki yokluğun bakışlarımda gül yarası.
Biliyorsun,
bütün kederli çiçekler,
tohumundan aşk yaratır;
biliyorsun,
gidişinin işgali hala yüreğimde,
hala parmakuçlarımda üşüyorsun apansız.
Biliyorsun,
yalnızlık diye bir şey yoktur,
karanlık yahut sessizlik diye bir şeyde.
Sen yokken de yalnızlık yoktur,
ben olmasam da.
Sessizlik,çığlığımızdır aslında;
karanlık,ışığın yokluğudur.
Biliyorsun,
bütün ızdırap rıhtımları makûldür,
senin yokluğunun telafisi asla.
Biliyorsun,
sensizlik hayaline dokunmaktır,
duvarları kanatmaktır azıcık.
Ve aslında her şeye rağmen ikimizde biliyoruz
bütün ölüler gibi,
kendi ölümümüzden başka kanıtlayacağımız
bir şeyin olmadığını.
Sus konuşmak bize yakışmaz.