5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1253
Okunma
Irmak kıyılarında ceylan izleriydin
Işık çırpınışıydım bulutların kenarında
Sen kelebek alayı
Ben deniz feneriydim
Artık bütün gölgeler
Uzun kış geceleri gibi kuğulu parkta...
Turnam
Saçların dağınık, kütük sürgünü
Çınarlar gibi devrilmiş omuzların
Sesin; sis çöken ormanların, yapayalnız
Uğuldayan akşamları kadar içli ve ıslak
Bakışlarından fer çoktan çekilmiş
Çiçeklerin tuz kütlesi
Alnına kırgılar dökülmüş
Yüzüne akarsular
Avuçlarında öptüğün kuşların ölüleri
Toprakta kuruyan yağmur misali
Azaldıkça kelimelerin
D harfi eskiden kalma bir bozgun
Yurtsuzluk birikimi biraz da
Eprimektir o uzaklarda
Turnam, sana neler olmuş
Adımların boşalmış havzasından
Geçtiğin her yer bulut cesetleri
Sevdiğin yıldızlar bilhassa cezve
Ki ayışığı kimin tekelinde
Nisan’lar sevişmeyi unutmuş maviyle
Gidenlere küfretmiyor rıhtımlar
Bu kentin köprüleri vardı, arabulucuları
Serencebey yokuşu ikimize dardı
Sığardık yine de
Susma turnam
Seni kim vurdu
Seni kim vurdu
Yüreğinde
Beni kim vurdu
5.0
100% (4)