2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1175
Okunma

Bir, iki üç dört...
Ruhun bedene vurması eşsiz, hatasız
İlkbahar güneşinin altında ki suyun yansıttığı gibi
Yemyeşil doğayı simsiyah bir gölgede.
Siyahları tatmış mavinin
Beyazlara adeta yem olmuş bir başkasıyla buluşması.
Her rengin çaldığı darbukama
Eşlik eden pavyon güzeli
Gündüz gözüyle gördüğüm ay...
karanlığın tatlı öpücüğü ile;
kilitlendi dudakları
gözlerinin muhabbetine uyarak.
ne gözler gitti hatıraları düşman belleyerek
insan seçemezki izlendiği gözleri.
izledikleri ise onların seçimidir çoğu zaman.
şimdi karanlığın tavana vurduğu saatlerde
hissiz bir yağmur içime yağan
hatıra taşan ıslak ıslak
doğa bile temizleyemedi geçmişimi
geçmişi geçmemişimi
kirliyim ben hala.
hala’ların sonu yok.
ah hatıralar hatıralar...
Gece, hazırlıksız kavradı beni
Mermiden kaçmayı iddia eden ceylan gibi
Çaresizliğimi soruyorum
Çaresiz benliğime...
Darbukam devam diyor...
Biraz makyaj,
Bir peçete...
Dışın geceyse ne değişir...
Her gece daha gece öncekinden...
hayallerim yetmedi tutuklulularımı çözmeye
tutuklularımda hayallerimi.
her gece daha dolu öncekinden.
nerdee...
Mertcan Akkoyun
’’balaban Kent Şairleri’’
5.0
100% (1)