5
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1139
Okunma

durakladığım kanlı caddelerden arıyorum ayak izlerini
sisli,göz gözü görmez bu gecelerde bir sokak lambası bulduğum,
sessiz ve ürkek bir şekilde, altında nefesimi soluduğum
hırıl hırıl bir ses,çıkardığım sensiz nefes
sanki ellerimi birden tutmuş gibi alev almış avuçlarım
böylesi kurtarılmayı beklerken,için için son bulmuş tecellim
şimdi beni bu sokaklar barındırmaz ayaklarının dibinde
kör,sağır düşler,sırra-kadem basmak yakışır bedenime
sarayların aşıkları gibi gizli ihanetlerin ayyuka çıkmışlığı ,takip eder gölgeni
yakana yapışır,eli koynundadır zehrin
fark-ı biz,fark-ı sen
ne fark-ı var ki sensizliğin?
aklına koymuşluğun serbestliği vuruyor rengi ela gözlerine
vuruyor da bazı cümlelerin uğulduyor boş bir evin sessiz kilerinde
herkesin tıkalı kulakları,milyonlarca sebep arasından,ben görüyorum kimse yokken
ve ne hazin,basit bir öykünün,bilinir aslında başı ve sonu
demek ki ne öyküler gerçek,ne yaşanılanların kalmamış bir saflığı
senin açık sarı saçlarından,beyaza yakın tenine vurmamış hiç ayrılık
ayları geçtim,çıplak ayaklı çocuklara özendim
hem üzüldü nihavent çalan,sadece dışarıdan görünen bedenim
hem de beş yaşına gelmiş,elinde bir pamuk şekeri,
bavuluma koymuşum tüm özentilerimi
yıllardan bir habersiz,yola koyulmuşum beş yaşındaki gibi
fark-ı ben
fark-ı yok artık,
kaybolmayayım diye ellerimden tutan birisi..
5.0
100% (4)