sonunu bir türlü bağlayamadığım masallarım
iyi bir kapanış konuşması yapamıyorsan eğer
bir anlamı kalmıyor sürüklediğin konuların
ve inceldiği yerden kopuyor
seni hayata bağlayanların...

ihtiyacın olan bumuydu?
yoksa imkanın bunamı yetiyordu
imkan ve ihtiyaçları doğrultusunda bir aşka tutunamayanlardanmısın?
yoksa hep geçmi kaldın mutlu olmaya
erkenden sana tutulan kız çocuklarının gözleri içine bakıp
yalan söylemeyi beceri sananlardanmısın?
bağladıgın sevgili başına prim alıyormusun?
yoksa sabit ücretle çalışan
ama sırf hırs olsun diye
daha fazla satan pazarlamacılardanmısın?
kdv’si içindemi yaşadığın bu hayatın
yoksa kredi kartına on iki taksit imkanında vade farkı ödemiyormusun?
ucuz bir yalakalıkla takındığın gülümsemenin seni götüreceği yer hakkında bir fikrin varmı?
yoksa şehveti yetermi
öpülmemiş dudakların
dudaklarını öperken titremesi...
bu sefer sonunu bağlayablecekmisn bu hikayenin?
iyi bir kapanış konuşması ekleyebilecekmisin?
yoksa emin değilmisin kendinden
güvenin nerede
üzerine gökdelenler inşa ettiğin
ilk sarsıntıda enkazı altında kalıp
kurtarılmayı beklediğin...
br şişe daha içersen tamam olur sanırım
içmezsen hatrı kalır anlatamadıklarının
biterse bu hayat
noktası virgülü birbirine denk
türk dili ve edebiyatı dersinden geçer not alırsın
geçemeyeceğin
ayrı yazamadığın için değil soru eklerini
ayrılamadığın için
öpülmemiş dudakların kokusundan
başımı döndüren
hızlanan yudumlar değil
sesinin tenim üzerindeki etkisi
akli dengeleri bir türlü sabitlenemeyen bir hayat benimkisi
benim kişiliğim başına düşen mantıklı karar verme sayımın azlığından
müzdaribliğim
şimdi durup durup teşhire çıkardığım sözlerim
dilimin ucunda bir türlü söyleyemediğim
eski bir laz türküsü
kürtçe bir aşkı türkçe yaşarken
kafiye olsun diye değil
adına uysun diye
özlemim
her sabah öpülesi dudaklarını düşünürken
kendimi yakaladığım suçüstülerim...