2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1310
Okunma
Ben Mustafa;
kitaplar hep pembe boyalı
iki katlı bir evde
doğduğumu söyler
annem Latife Hanım
babam Ali Rıza Bey
babamdan tek mirasım
vatanım namusumdur.
Ben dayısının tarlasında
kardeşi Makbule ile
karga kovalıyarak
ilk savaşımı
kazandım
ben Mustafa’yım.
Beni hatırladınız mı?
Asker olacağım dedim
oldum da
hep cephelerde çarpıştım
Trablusgarp’tan, Yemen’e
oradan çanakkale’ye
geçilemez denilen yerlerden
geçtim
bu vatanın bütünlüğü için çarpıştım.
Geceler gündüzüm oldu
yıldızlar ise şahidim
bu vatan için antiçtim.
Beni hatırladınız mı?
ben Mustafa’yım.
Çiğnenmeye başlandı topraklarım;
batıda taşaron Yunanlılar,
kuzeyde sırtlan İngilizler, Ermeniler
güneyde ise Fransızlar, İtalyanlar
bense Türkiye’nin ortasında
bir küçük kasabada
filizlenmek isteyen
bir ağaç.
Bindokuzyüzyirmide
ant içtik
dostlarım ile biz.
Kadın, kız, kızan
dede ,torun,nine
eli silah tutan
gençler yürüdük
bu vatan için.
Boynumuzda ölüm fermanı
yüreğimizde vatan aşkı.
Önce İnönü, sonra
Sakarya ve Dumlupınar
sonra kattık düşmanı
tozlu topraklı yollara.
Beni hatırladınız mı?
ben Mustafa’yım
’’Ordular ilk hedefiniz
Akdeniz’dir’’ buyurmaktayım.
Dokuz Eylülde denize döktük
hain düşmanları.
Yirmiüç Ekimde
İstanbul’dan attık İngilizleri
Yirmidokuz Ekimde ilan ettik
Cumhuriyeti.
Sabahladık masa başlarında
yıldızlar şahidimiz oldu
aydınlatmak için
bu yurdu
kavuşamadık sevdalımıza
anamıza,bacımıza
yavrumuza.
Beni hatırladınız mı?
ben Mustafa’yım
Kanunlar yaptık,
yenilikler getirdik
gece, gündüz demedik
aydınlık bir yurt için
ecelin yanından geçtik.
Bu vatanı gözbebeğimiz
gençlere emanet ettik.
Ey gençlik
beni hatırladınız mı?
ben Mustafa’yım.
Şimdi yurdumun kalbinde
Ankara’da
Anıtkabirde yatmaktayım.